Avrupa Birliği’nin hareket ve politika alanlarını geliştirerek derinleşme dönemine girdiği 1990’lardan beri, Birliğin kurum ve politikalarının üye ve aday ülkelerde yarattığı etkiler tartışılagelmiştir. Özellikle 2004’te beşinci genişlemesi ile Birliğe on yeni üyenin katılması, Avrupa bütünleşmesi üzerine siyasi ve akademik tartışmaları da hareketlendirmiştir. Bu dönemde, önceleri uluslararasılaşma veya küreselleşme gibi kavramlarla ifade edilen siyasal gelişmeleri açıklamak için Avrupalılaşma yeni bir anahtar kavram ve çalışma alanı olarak öne çıkmaya başlamıştır. 2000’lerde üretilen Avrupalılaşma çalışmaları AB’nin üye/aday ülkelerle olan ilişkilerini tek yönlü ve hiyerarşik kabul etmek yerine; Avrupalılaşmanın aşağıdan yukarıya, yatay ve dikey boyutlarla da gerçekleşebileceğini kabul etmektedir. Bu doğrultuda sürecin ulusal siyasi konuları, politika alanlarını ve kurumsal dinamikleri olduğu kadar fikirler, değerler, görüşler ve kimlikleri nasıl etkilediği de yoğun olarak incelenmektedir. Avrupalılaşma sürecinde medyanın etkin bir rolü olduğunu savunan bazı iletişim çalışmalarında, ulusal medyanın içeriklerinde Avrupalı konu ve aktörlere yer vererek ulusal kamusal alanların Avrupalılaşmasına katkı sunacağı, bu sayede farklı ülkelerdeki ulusal aktörlerin ortak bir Avrupalılık kimliğiyle özdeşleşebilecekleri iddia edilmektedir. Mevcut çalışma, bu iddiayı Türkiye örnekleminde sınamak üzere dokuz Brüksel muhabiriyle gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelere dayanmaktadır. Görüşme bulguları, müzakerelerin ilk yılları istisna olmak üzere Türkiye’de genellikle AB ile ilgisiz Avrupalılaşma eğiliminin görüldüğünü ortaya koymaktadır. 2005-2007 arasında AB yönetimi ve diğer Avrupalı ülkelere gösterilen ilgi zamanla azalmış ve bunlar haberlerdeki meşruiyetlerini yitirmişlerdir. Diğer yandan Avrupa haberlerinin her dönemde ulusal hassasiyetleri önceleyecek şekilde kurgulandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kullanılan dil çoğu zaman çatışmacı ve olumsuz olmuştur. Bu durum özellikle 2011 sonrasında Avrupa şüpheciliği eğilimini güçlendirmiştir. Çalışma Türkiye’de yapılan Avrupa gazeteciliğinin bütüncül bir Avrupalılık kavrayışına, yani özdeşleşmeye katkısı olmadığını, aksine Avrupa’dan uzaklaşmayı tetiklediğini ortaya koymaktadır.
Avrupalılaşma Avrupa gazeteciliği Avrupa’dan uzaklaşma Brüksel muhabirleri kamusal alanın Avrupalılaşması
Since the 1990s, when the European Union entered a period of deepening by developing its action and policy areas, the effects of its institutions and policies in member and candidate countries have been discussed. The addition of ten new members to the Union with its fifth enlargement in 2004 has also activated the political and academic debates on European integration. In this period, Europeanization started to come to the fore as a new key concept and field of study to explain the political developments that were previously expressed with concepts such as internationalization or globalization. Europeanization studies produced in the 2000s, instead of accepting the relations of the EU with member/candidate countries as one-sided and hierarchical; accept that Europeanization can also take place bottom-up, horizontally, and vertically. In this direction, the effects of the process on ideas, values, views, and identities are examined intensively, along with the ones on national political issues, policy areas, and institutional dynamics. In some communication studies that argue that the media has an active role in the Europeanization process, it is claimed that the national media will contribute to the Europeanization of national public spaces by including European subjects and actors in their content so that national actors in different countries can identify with a common European identity. The present study is based on in-depth interviews with nine Brussels correspondents to test this claim in the case of Turkey. The interview findings reveal that, except for the first years of the negotiations, there is generally a Europeanization trend in Turkey that is irrelevant to the EU. Between 2005 and 2007, the interest shown to the EU administration and other European countries decreased and they lost their legitimacy in the news. On the other hand, it is found that European news is designed to prioritize national interests and sensitivities in every period. For this reason, the language used has often been confrontational and negative. This situation has strengthened the tendency of Euroscepticism especially after 2011. The study reveals that European journalism in Turkey does not contribute to a holistic understanding of Europeanness, namely identification, on the contrary, it triggers alienation from Europe.
Europeanisation European journalism De-Europeanisation Brussels correspondents Europeanisation of public sphere
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makale /Articles |
Authors | |
Publication Date | June 14, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 46 Issue: 2 |