تتناول الدراسة جدلية العلاقة بين التصوف والسلطة في سياق تاريخ الأمة التركية، بدءاً من الدولة السلجوقية وحتى الجمهورية التركية الحديثة. وينطلق الباحث من فرضية أن التصوف، رغم اعتزاله الظاهري للسياسة، كان دائمًا فاعلًا في الشرعية الروحية للسلطة، لا سيما عبر التكايا. ويسعى الكتاب لتحليل العلاقة بين المتصوف والسياسي عبر مقاربة مركبة سوسيولوجية وتاريخية وسياسية ودينية، مستندًا إلى مقولات نظرية مثل العصبية الخلدونية، والصراع الهيجلي، ومفاعيل الدور، وإعادة الإنتاج. ويُبرز دور الطرق الصوفية كالبكتاشية والمولوية في الحياة العثمانية، ويحلل التحول الذي طرأ على الصوفية بعد تأسيس الجمهورية، حيث تحولت إلى قوة ناعمة، تخوض غمار السياسة من خلال ممثليها. وينحت الباحث مفهوم "العلمانية اللينة" كتسوية للعلاقة بين الدولة الحديثة والإرث الصوفي. الكتاب يعد محاولة جادة لفهم كيفية تفاعل الدين والتقاليد الروحية مع آليات السلطة، ويقدم رؤية فكرية معمقة في تحليل البنية السياسية والثقافية للدولة التركية.
The study explores the complex relationship between Sufism and political authority within the historical context of the Turkish nation, beginning with the Seljuk Empire and extending to the modern Turkish Republic. The author starts from the premise that, despite its apparent withdrawal from politics, Sufism has always played an active role in legitimizing political authority, particularly through the institution of the tekke (Sufi lodges). The book seeks to analyze the relationship between the Sufi and the political actor through a multifaceted sociological, historical, political, and religious approach, drawing on theoretical frameworks such as Ibn Khaldun’s concept of asabiyyah (social cohesion), the Hegelian dialectic, role dynamics, and mechanisms of reproduction.
The work highlights the roles of Sufi orders like the Bektashi and Mevlevi in Ottoman life, and examines the transformation of Sufism after the founding of the Republic, during which it evolved into a form of soft power, engaging in politics through its representatives. The author coins the concept of "soft secularism" as a form of compromise between the modern state and the Sufi heritage. This book represents a serious attempt to understand how religion and spiritual traditions interact with mechanisms of power, offering
Bu çalışma, Selçuklu Devleti'nden modern Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan süreçte tasavvuf ile iktidar arasındaki diyalektik ilişkiyi ele almaktadır. Araştırmacı, tasavvufun görünürde siyasetten uzak durmasına rağmen, özellikle tekkeler aracılığıyla iktidarın manevi meşruiyetinde her zaman etkin bir rol oynadığı varsayımından yola çıkmaktadır. Kitap, sufi ile siyasetçi arasındaki ilişkiyi sosyolojik, tarihsel, siyasal ve dini boyutları içeren bütüncül bir yaklaşımla analiz etmeye çalışmaktadır. Bu analizde İbn Haldun’un asabiyet teorisi, Hegelci diyalektik, rol etkisi ve yeniden üretim gibi kuramsal önermelere dayanmaktadır. Eserde Bektaşilik ve Mevlevilik gibi tarikatların Osmanlı hayatındaki rolü vurgulanmakta, cumhuriyetin kuruluşundan sonra tasavvufun geçirdiği dönüşüm incelenmektedir. Bu dönemde tasavvuf, temsilcileri aracılığıyla siyasete katılan bir “yumuşak güç”e dönüşmüştür. Araştırmacı, modern devlet ile tasavvufi miras arasındaki ilişkiyi açıklamak üzere “yumuşak laiklik” (soft sekülarizm) kavramını ortaya koymaktadır. Kitap, dinin ve manevi geleneklerin iktidar mekanizmalarıyla nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamaya yönelik ciddi bir çabanın ürünü olup, Türk devletinin siyasi ve kültürel yapısını analiz eden derinlikli bir düşünsel perspektif sunmaktadır.
Primary Language | Arabic |
---|---|
Subjects | Sufism |
Journal Section | Book Reviews |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | June 20, 2025 |
Acceptance Date | June 29, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 5 Issue: 1 |