Each mufassir has been influenced by the political, social and cultural environment of his time. In addition to this, when his knowledge, ideology, priorities and indispensables for his system of thought are also taken into consideration, no doubt, the interpretations that he puts forth will not be independent of these effects. This situation has led to the emergence of interpretations of the Qur'anic verses that are contrary to the historical context of verses. In accordance with the new political environment that emerged in the post-colonial period of Indian subcontinent, Maududi also reflected the discourse he adopted in the Qur'anic interpretation. One of the reflections of his discourse is about his interpretation of the seventy-sixth verse of Surah Yûsuf. Maududi interprets this expression in the context of his own political and ideological views; but in a way that is contradictory to the narratives from the first addressees and to the general acceptance. Moreover, he criticizes this prevalent interpretation that does not confirm his own view, in terms of language rules. However, it is not possible to encounter any arguments that support his explanation in the books of tafseer bi al-riwaya and in the early tafseer sources. One of the most important factors, that led Maududi to interpret in this way, can be considered as a reflexive attitude of the period he belongs to. This case is very important to show how effective and decisive the human factors are in the Qur'anic interpretation. In this study, first of all, the political environment in which Maududi lived and his political views will be mentioned. Then, the meaning of the questioned verse will be determined and the meaning-interpretation framework of the verse will be detected by revealing how the first addressees interpreted it. In the next stage, the reasons for Maududi‘s judgmental interpretation of the passage by criticizing and ignoring these numerous narratives, will be tried to determined.
Her müfessir, döneminin siyasi, sosyal ve kültürel ortamından etkilenmiştir. Buna müfessirin kendi bilgi birikimi, ideolojisi, düşünce sistemindeki öncelikleri ve vazgeçilmezleri eklenince ortaya koyduğu yorumlar da hiç kuşkusuz bu etkilerden bağımsız olmayacaktır. Bu durum zamanla Kur’ân yorumunda âyetin tarihsel bağlamından uzak yorumların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mevdûdî de sömürge sonrası Hint alt kıtasında ortaya çıkmış olan yeni siyasi ortama uygun olarak benimsediği söylemi Kur’ân yorumuna yansıtmıştır. Onun söyleminin yansımalarından birisi de Yûsuf Sûresi 76. âyeti hakkındaki yorumudur. Mevdûdî, bu ifadeyi ilk muhataplardan gelen rivâyetlere ve genel kabule aykırı olarak kendi siyasi ve ideolojik görüşleri bağlamında yorumlamakta ve kendi görüşüne uymayan yorumları dil kuralları açısından tenkit etmektedir. Hâlbuki bahse konu olan ifadeye dair, rivâyet tefsirlerinde ve erken tefsir kaynaklarında Mevdûdî’nin görüşünü destekleyen herhangi bir argümana rastlamak mümkün değildir. Mevdûdî’yi bu şekilde yorumlamaya sevk eden en önemli etkenlerden birisi, yaşadığı dönemin refleksif bir tavrı olarak değerlendirilebilir. Bu, Kur’ân yorumunda insan unsurunun ne denli etkili ve belirleyici bir unsur olduğunu ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Bu çalışmamızda öncelikle kısaca Mevdûdî’nin yaşadığı siyasal ortam ve onun siyasi görüşlerine değinilecektir. Akabinde çalışmamıza konu olan âyetin Kur’ân’ın ilk muhatapları tarafından nasıl yorumlandığı ortaya konularak âyetin anlam-yorum çerçevesi belirlenecektir. Bir sonraki aşamada da Mevdûdî’nin bunca rivâyetleri göz ardı ederek eleştirel bir bakışla yorumlamasının gerekçeleri tespit edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.