İnsani varoluşun bilinç düzeyindeki farkındalığına katkıda bulunan çeşitli tecrübe alanlarından söz etmek mümkündür. Bu anlamda beşerî tecrübe, kendisini sanat, bilim, felsefe gibi düşüncenin farklı biçimleriyle görünür kılabilmektedir. Bunların içerisinde özel bir düşünme biçimi ve ürünü olarak felsefi düşüncenin çok katmanlı ve çok boyutlu bir yapı sergilediği dikkate alındığında düşünce tarihinin her aşamasında felsefi düşüncenin gelişim seyrini izlemek önem arz etmektedir. Bu çalışmada XV. yüzyıl Osmanlı dünyasının bir düşünürü olarak Yûsuf Hakîkî (ö. 892/1487)’nin düşünce dünyasında felsefenin nasıl konumlandırıldığı tartışılmaktadır. Böylelikle, Yûsuf Hakîkî örneğinden hareketle, Türk-İslam düşüncesi açısından önemli bir tarihsel aşamayı temsil eden Osmanlı döneminin düşünsel yönelimine dikkatleri çekmeyi amaçlamaktadır. Tasavvuf düşüncesi geleneği içerisinde düşünce üretmiş olduğu görülen Yûsuf Hakîkî’nin Hakîkî-nâme ve Mahabbet-nâme adlı eserlerine dikkatler çevrildiğinde onun akıl ve aşk kavramlarına merkezi bir yer verdiği görülmektedir. Bu çerçevede çalışmada Yûsuf Hakîkî’nin felsefeyi nasıl anlamlandırdığı ele alınmakla birlikte onun hakikat arayışında akıl ve aşk kavramlarının nasıl konumlandırıldığı da tartışılmaktadır. Çalışma, Yûsuf Hakîkî’nin akıl ve aşk ekseninde ortaya koyduğu normatif değerlerin salt bir tasvirinden ziyade, bu değerlerin çağdaş düşünceye seslenecek şekilde dinamik bir yapı içerip içermediklerini sorgulamaktadır. Böylelikle Yûsuf Hakîkî’nin fikirlerinin günümüz Türk İslam düşüncesi açısından ne anlam ifade ettiğini tartışmaya dâhil etmek de çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır.
It is possible to talk about various areas of experience that contribute to the awareness of human existence in consciousness level. In this sense, human experience can make itself visible through different forms of thought such as art, science, and philosophy. Considering that philosophical thought has a multi-layered and multi-dimensional structure as a special way of thinking and its product, it is important to follow the course of the development of philosophical thought at every stage of the history of thought. In this study it is discussed how philosophy is positioned in the thought world of Yûsuf Hakîkî (1487) as a thinker of the Ottoman World in the 15th Century. Thus, based on the example of Yûsuf Hakîkî, it aims to draw attention to the intellectual orientation of the Ottoman period, which represents an important historical stage in terms of Turkish-Islamic thought. It is seen that when attention turns to the works of Yûsuf Hakîkî, who is thought to have produced a thought within the tradition of Sufism, Hakîkî-nama and Mahabbat-nama, it gives a central place to the concepts of mind and love. In this framework, the study deals with how Yûsuf Hakîkî makes sense of philosophy, but also discusses how the concepts of mind and love are positioned in his search for truth. The study questions whether these values contain a dynamic structure to address contemporary thought rather than a mere depiction of the normative values put forward in the axis of mind and love. In addition, it is among the aims of this study to include what Yûsuf Hakîkî 's ideas mean in terms of today's Turkish Islamic thought.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | March 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.