Taberî’ye göre yedi harf (ahruf-i seb‘a) müteradif (benzer anlamlı) ifade biçimleridir. Ne var ki Hz. Osman, yedi harfin altısını dışarıda bırakarak sadece biriyle mushafları istinsah ettirmiş, mevcut kıraat birikimi de bu bir harfin içindeki farklılıklar olarak özü itibariyle kurrâ tarafından haber-i vâhid şeklinde nakledilmiştir. Bu sebeple Taberî tefsirinde, bir kıraatin tilavet edilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için kıraat rivayetlerinin ittifak/icmâ etmesinin veya kurrânın çoğunluğu tarafından okunmasının önemine özellikle vurgu yapmaktadır. Bu anlayışı onun, Kur’an ve kıraat ayrımı yaptığı anlamına gelmektedir. Kendisinden sonra mütevatir olarak kabul edilen kıraatlerden bazılarını başta icmâa muhalefeti sebebiyle çeşitli açılardan tenkide tabi tutması da bunu göstermektedir. Geleneksel düşüncede ise bir kıraatin seb‘a veya ‘aşere kurrâsından nakledilmesi demek, onun hiçbir şekilde sorgulanamayacağı anlamına gelmekte ve böyle bir sorgulama ya da rivayet edilen metnin tenkidi çoğunlukla Kur’an’ı eleştirmekle eşdeğer kabul edilmektedir. Haliyle Taberî’nin, “mütevatir” kabul edilen kıraatleri çeşitli açılardan eleştirmesi, imanı ve aynı zamanda Kur’an’ın mevsukiyetini haleldar edeceği endişesiyle sakıncalı ve tehlikeli addedilmekte; hatta Taberî, kıraat ilmi açısından itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. İşte elinizdeki çalışma mezkûr tenkitleri belli değerlendirmeler eşliğinde ele almaktadır. Netice itibariyle Taberî’ye yöneltilen eleştirilerin yerleşik kabullerle ve savunmacı bir tepkiyle yapıldığı ortaya konulmaktadır.
According to al-Tabarî, seven letters (al-ahruf al-sab‘a) are expression types having the same meanings. However, Caliphate Uthman ordered the copying of the Quran just with one of the letters, leaving out the rest; besides, current recitation/qiraah of the Quran was cited through single report/khabar al-wâhid by recitators/qurrâ. That‘s why, in the interpretation/tafseer of Taberî, in order a qiraah to be recitated and evaluated, it is emphasized that its‘ citations should be agreed or it must be recitated by most of the qurrâs. This approach means that al-Tabarî makes a distinction between the Quran and qiraah. His criticizing some of the qiraahs, which were accepted as continually cited/motewaater, due to their contrariety to the consensus/ijmâ‘ is an evidence of this. In traditional thought, a qiraah‘s being cited by the qurrâ of sab‘a or ashara means that it can be questioned and its being questioned or criticism have been accepted as the criticism of the Quran. Thus, al-Tabarî‘s criticizing the qiraahs which were accepted as motewaater with different aspects has been considered dangerous with the concern of damaging the reliability of the Qur‘an. Besides, al-Tabarî was tried to be defamed in terms of Qiraah science. The present study tackles the afore-mentioned criticisms with particular considerations. As a result, it has been put forth that criticisms towards al-Tabarî were carried out with settled acceptances and a defensive reaction.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2015 |
Submission Date | December 2, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 2 Issue: 4 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.