Anonim ortaklıkların kişilik hakkı, tüzel kişi olmalarından hareketle tüzel kişilerin kişilik hakkı kapsamında incelenmelidir. Tüzel kişilerin, hak ehliyetlerinin bulunması temelinde cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği gerçek kişilere özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün hak ve borçlara ehil olmalarıyla paralel olarak kişilik hakkına da sahip oldukları kabul edilmelidir. Anonim ortaklıklar bakımından bu kişilik hakkı değerlerinin neler olabileceği konusunda ilk olarak akla gelen soru ticaret unvanının ad kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususudur. Ticaret unvanının anonim ortaklığın adı olarak değerlendirilerek kişilik hakkı değeri olarak da korunması gerekmektedir. Kişilik hakkı kapsamındaki bir değer olarak gizli ve özel hayat alanı korumasına ilişkin ise, temkinli bir yorum yapılmalıdır. Zira anonim ortaklıklar kurumsal yönetim anlayışının da gereği olarak şeffaflık ilkesi çerçevesinde faaliyet göstermelidir. Ancak ticarî sırlar bu hususta bir sınır olarak çizilmeli, ticarî sır oluşturan hususlar gizli ve özel hayat alanı içerisinde değerlendirilerek kişilik hakkı koruması kapsamına sokulmalıdır. Kişilik hakkı kapsamında korunması gereken bir değer olarak onur ve saygınlık ise anonim ortaklıklar bakımından sosyal ve ticarî olarak iki ayrı yönden incelenmelidir. Kişinin meslekî, ticarî ve sanatsal faaliyet ve yetenekleri sayesinde toplum içinde elde ettiği ekonomik kişiliği de korunması gereken kişilik hakkı değeri olarak ifade edilmelidir. Bu bağlamda anonim ortaklığın ekonomik potansiyelinin özgürce kullanılmasını sağlayan tüm değerleri koruma kapsamındadır. Kişilik hakkına ilişkin saldırılara karşı Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerinde gerekli koruma sağlanmıştır. Bu bağlamda anonim ortaklıkların kişilik haklarının ihlâli durumunda öngörülen diğer talepler yanında manevî tazminat talebinde de bulunabilecekleri kabul edilmelidir. Anonim ortaklıklara karşı gerçekleştirilen bir fiil hem haksız rekabet hem de kişilik hakkına saldırı teşkil ediyorsa, ilgili hükümlerin düzenlenme amaçları farklılık arz ettiğinden aralarında genel ve özel hüküm ilişkisi bulunmadığı kabul edilmelidir. İlgili hükümler arasında somut olay bakımından taleplerin yarışması ya da taleplerin yığılması ilişkisi bulunmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 5 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.