In the settlement of disputes arising from private law, the ability to benefit from the state's justice services depends on the payment of some judicial expenses. This situation constitutes a serious obstacle to the application of persons who do not have economic sufficiency to judicial authorities. With the institution of judicial assistance, persons who do not have economic sufficiency are temporarily exempted from the judicial expenses they have to pay in order to make their claims or defences before the judicial authorities. Considering the importance of the legal aid institution, the determination of the persons who can benefit from legal aid is of particular importance. Article 334/II of the Code of Civil Procedure does not clearly regulate whether private law legal entities other than public benefit associations and foundations may benefit from the provisions on judicial assistance. This situation has brought about different discussions in the doctrine and practice on the issue of whether private law legal entities outside the scope of the regulation can benefit from the legal aid provisions. As a matter of fact, the Constitutional Court decided that the regulation categorically limiting the benefit of private law legal entities from the provisions on legal aid is unconstitutional and should be cancelled. In our study, in the light of the reflections of the annulment decision of the Constitutional Court, the regulations in comparative law, scientific and judicial jurisprudence, we make determinations and evaluations on the issue of private law legal entities benefiting from legal aid in terms of civil procedural law.
Özel hukuktan kaynaklı uyuşmazlıklarının çözümünde, devletin adalet hizmetlerinden yararlanılabilmesi, bir kısım yargılama giderlerinin ödenmesine bağlıdır. Bu durum, ekonomik yeterliliğe sahip olmayan kişilerin yargısal makamlara müracaatlarının önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır. Adlî yardım kurumu ile ekonomik yeterliliğe sahip olmayan kişilere yargısal makamlar nezdinde iddia veya savunmalarını gerçekleştirebilmeleri için ödemeleri gereken yargılama giderlerinden geçici olarak muafiyet tanınmaktadır. Adlî yardım kurumunun önemi dikkate alındığında, adlî yardımdan yararlanabilecek kişilerin belirlenmesi de ayrı bir öneme sahiptir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 334/II’de kamuya yararlı dernekler ve vakıflar haricindeki özel hukuk tüzel kişilerinin adlî yardım hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı konusunda açık bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Bu durum, düzenlemenin kapsamı dışında kalan özel hukuk tüzel kişilerinin adlî yardım hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı meselesinde öğretide ve uygulamada farklı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nce özel hukuk tüzel kişilerinin adlî yardım hükümlerinden yararlanmasını kategorik olarak sınırlayan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Çalışmamızda, Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının yansımaları, karşılaştırmalı hukukta yer alan düzenlemeler, bilimsel ve yargısal içtihatlar ışığında medenî usul hukuku açısından özel hukuk tüzel kişilerinin adlî yardımdan yararlanması meselesi üzerinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Private Law and Civil Obligations (Other) |
Journal Section | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | October 14, 2024 |
Acceptance Date | December 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 7 Issue: 3 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.