İsa ve Buddha, kutsal varlıklar olarak kabul görmüşlerdir. İsa, yaşayan tanrının oğlu dolayısıyla tanrı olarak görülürken; Buddha da, Krishna’dan sonra tanrı Vişnu’nun dokuzuncu görünümü olarak saygı görmektedir. Ancak Buddha, başlattığı bu yeni dininde tanrıyı ya da tanrının oğlunu açıkça kabul etmediği halde, insanların nasıl uyanarak veya aydınlanarak kendilerini doğum-ölüm-yeniden doğum döngüsünden kurtulabilmeleri; tanrının ve tanrı oğlunun olmadığı fakat sadece yücelmiş insan ruhlarının bulunduğu Nirvana’ya girebilmeleri üzerinde durmuştur. İsa ile Buddha aynı kişidir, çünkü tanrının görünümü olarak bakire bir anneden doğmuşlar, tanrısal bir hadise olarak görülen ve aynı gaipten haberlerin bildirildiği doğumlarına şarkı söyleyen göksel katılmış, doğuma tanık olan üç bilge adam hediyeler sunmuştur. Buddha ve İsa, gürbüz bir çocukluk yaşamış, bilgileriyle rahipleri şaşırtmış, ıssız diyarlarda kırk gün perhize girmiş (oruç tutmuş), yalnız kaldığı bu günlerde kötü ruh (şeytan/mara) tarafından ayartılmak istenmiştir. Kötü ruha karşı başarıyla direnmiş, kötü ruh yanından gidince doğaüstü olaylar olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Buddha, İsa, Yeni Ahit
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Sociology |
Authors | |
Publication Date | December 16, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 5 Issue: 1 |