İletişim çağında uluslararası politikanın kültürel çekicilik gibi parametrelerle kurduğu ilişki, en az ekonomik, politik ve askeri güç unsurlarıyla olan ilişkisi kadar önem arz etmektedir. Devlet aygıtının aktif rıza temeline dayanma ihtiyacının artması anlamına gelen bu durum iktidar ile sivil toplum arasındaki ilişkinin doğasını anlamaya yönelik çalışmaları daha da önemli kılmaktadır. Bu çalışmada hegemonik iktidarın inşasında kültürün bir araç vazifesi gördüğü ön kabulünden hareket edilerek sivil toplum ile kültür ilişkisinin doğasına odaklanılmaktadır. Bu çerçevede Antonio Gramsci ve Robert Cox tarafından hegemonik iktidarın kaynağının ne olduğu, hegemonik düzenin nasıl tesis edildiği ve hegemonyanın nasıl sürdürülebilir kılındığı üzerine yürütülen tartışmalar ve bu tartışmalar ışığında ortaya konulan kavramlar mercek altına alınmaktadır. Neticede gerek Gramsci’nin gerekse Cox’un perspektifinden hegemonik sistemlerin devletler arası ilişkilerle sınırlandırılmadığı, iktidarın köklerini sivil toplumdan aldığı, rıza üzerine kurulduğu ve aydınların yürüttükleri kültürel faaliyetlerle kritik bir rol üstlendikleri sonucuna varılmaktadır. En nihayetinde ortaya çıkan kavramsal çerçeve ile literatüre katkı sağlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 2 |
Nişantaşı Üniversitesi kurumsal yayınıdır.