Abstract
Aim: This study aimed to evaluate the maternal and neonatal outcomes of placenta previa cases managed in our hospital.
Materials and Methods: The records of 107 placenta previa cases delivered between 2011 and 2016 were retrospectively reviewed. Age, gravida, parity, red blood cell (RBC)-fresh frozen plasma (FFP) transfusion necessity, the gestational week at birth, birth weight, 1st and 5th minute Apgar score, the number of previous cesarean sections, requiring additional surgical intervention (internal iliac artery ligation [IIAL], peripartum hysterectomy) and maternal complications were examined.
Results: RBC-FFP transfusion and IIAL rates were significantly higher in complete placenta previa cases than the partial placenta previa cases. RBC-TDP transfusion, IIAL and peripartum hysterectomy rates were significantly higher in placenta accreata spectrum (PAS) cases compared to those cases with normal placental invasion. Prematurity risk increased in all placenta previa subgroups.
Conclusion: Pregnancy complicated by placenta previa increases the risk of adverse maternal and neonatal outcomes, especially if there is concurrent placental invasion anomaly.
Keywords: Placenta praevia, placenta accreata, postpartum hemorrhage.
Giriş: Bu çalışmanın amacı yetersiz endometriyal doku tanısında rol oynayabilecek risk faktörlerini belirlemek ve bu hastaların ofis histeroskopi bulgularını değerlendirmektir.
Materyal ve Metod: Ağustos 2018-Kasım 2019 tarihleri arasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma hastanesinde yetersiz endometrial doku tanılı hastaların klinik verileri ve sonuçları retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Çalışma için değerlendirilen süre boyunca 1560 hastaya endometrial biyopsi işlemleri uygulandı. 81 hastanın (% 5.2) patoloji raporu yetersiz endometriyal doku olarak değerlendirildi. Çalışma kriterleri eşliğinde 64 hastanın sonuçları analiz edildi. Çalışmadaki hastaların yaş ortalaması 52,1 (dağılım = 32-78) idi. Histeroskopi uygulanan 64 hastanın sonuçları; normal histeroskopik bulgular (22 hasta; % 34), endometriyal polip (18 hasta; % 28), submuköz miyom görünümü (6 hasta; % 10) ve atrofik endometriyal görünüm (18 hasta; % 28) olarak değerlendirildi.
Sonuç: 60 yaşın üzerindeki postmenopozal olgularda ve büyük çaplı myomu olan hastalarda yetersiz endometriyal doku tanısının daha sık tespit edebileceğine dikkat çekmekteyiz. Ek olarak, histeroskopinin yetersiz endometriyal doku tanılı hastalarda uygun tanı için klinisyene rehberlik edebileceğini vurgulamaktayız.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Orginal Article |
Authors | |
Publication Date | August 23, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |