The Doha Round or the Doha Development Agenda (DDA), which was officially launched in 2001, is the very first trade round of the World Trade Organisation (WTO). Since developed and developing countries have different priorities and interests, the Doha Round has witnessed a series of deadlocks over ten years until the Bali Ministerial Conference in 2013. The first deadlock occurred at the Cancún Ministerial Conference in 2003. The primary points of dispute between developed and developing countries were agriculture and the so-called Singapore issues. This study investigates the Cancún Ministerial Conference as it is a remarkable example of how participant countries strive to secure their interests even at the expense of the collapse of the multilateral trade negotiations. In that regard, this study aims to examine the opposing negotiation behaviour has witnessed and determine how their insistence on different proposals lead to the failure of trade negotiations in Cancún. The primary argument of this study is that developing countries’ common stance and the creation of so-called G-20under the leadership of Brazil, along with India and China, prove the triumph of these countries as they succeeded to block any agreement that disrupts their interests at the Cancún Ministerial Conference. Although the Cancún failure damages the Doha Round of multilateral trade negotiations, developing countries appreciate their coherent coalition strategies, which trigger the shift in the balance of power within the WTO in their favour.
2003 yılında resmi olarak başlatılan Doha Turu ya da Doha Kalkınma Gündemi Müzakereleri, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde düzenlenen ilk çok taraflı ticaret müzakereleri turudur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin farklı öncelik ve çıkarlara sahip olması dolayısıyla Doha Turu, 2013 Bali Bakanlar Konferansı’na kadar, on yılı aşkın bir süre boyunca devam eden tıkanmalara sahne olmuştur. Doha Turu ticaret müzakerelerinde ilk tıkanıklık 2003 yılında gerçekleştirilen Cancún Bakanlar Konferansı’nda yaşanmıştır. Bu konferansın başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni, tarım ve Singapur konularının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında temel anlaşmazlık noktaları olarak ortaya çıkmasıdır. Bu çalışmada Cancún Bakanlar Konferansı’nın incelenme nedeni, bu konferansın, katılımcı ülkelerin ticaret müzakerelerinin başarısız olması pahasına da olsa kendi çıkarlarını koruma konusundaki tutumlarını sürdürmeleri bakımından önemli bir örnek sunmasıdır. Bu bağlamda, bu çalışmada amaçlanan, söz konusu ülkelerin çatışan müzakere tutumlarını incelemek ve bu ülkelerin farklı öneriler üzerinde sürdürdükleri ısrar ve kararlılığın Cancún’da gerçekleştirilen ticaret müzakerelerinin başarısız olmasına nasıl etki ettiğini tespit etmektir. Bu çalışmanın ana argümanı, gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları zorluklar karşısında ortak bir duruş benimsemelerinin ve G-20 koalisyonunu oluşturmalarının onların Cancún Bakanlar Konferansı’ndaki zaferlerini gösterir nitelikte olduğudur. Brezilya liderliğinde, Çin ve Hindistan’ın da desteğiyle, kurulan G-20 gelişmekte olan ülkelere kendi çıkarlarına ters düşen herhangi bir anlaşmayı engelleyebilme olanağı tanımıştır. Cancún’da gerçekleşen tıkanıklık her ne kadar Doha Turu çok taraflı ticaret müzakerelerine zarar verse de, gelişmekte olan ülkelerin başarılı koalisyon stratejileri DTÖ içerisindeki güç dengesini kendileri lehine çevirmeyi başardıklarının bir göstergesi niteliğindedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 1 Issue: 2 |