Hittite Empire collapsed after Aegean Emigration, from the beginning of the Iron Age, the Hittite dynasty members and their people migrated to the safer areas of Anatolia into Central Anatolia and Southeast Anatolia and were organized here as city states. This period was named as Late-Hittite/ Neo-Hittite/ Syro-Hittite city states. With the collapse of the Hittite Empire, Hittite culture, arts and religion have not disappeared Neo Hittites have maintained their cultural characteristics more than 500 years. In the 1st millennium BC, Neo-Hittites created a composite sculpting style through their relations with Assur, Aram, Phoenicia, Phrygia and Urartu. They adapted theses cultures’ stylistic elements such as hair, beard and clothing to Hittite figures of gods and kings. Hittite god of storm Teshub which was borrowed from Babel pantheon through interactions with Assyria, and continued to be worshiped by Neo-Hittites as Tarhunza. A similar situation has been valid in the goddess Kubaba. Myth of Illuyanka from Hittite mythology was not forgotten and in the Neo-Hittite reliefs embroidering mythological motifs, continued to be depicted in Neo-Hittite artwork. Neo-Hittites also continued to use Hittite dynasty names and title of “Great King” and “Hero King”. When the kings died in the Hittite artworks, the members of the dynasty equipped the gods with horned helmets and combat tools to keep their memory alive. Neo-Hittites resisted against losing their original Hittite culture and preserved their understanding of traditional Hittite culture despite change of time, space and interactions with other cultures. On the other hand, they did not entirely denied the influence of foreign cultures and adapted to them in certain ways until their disintegration. Purpose of this study is to examine Neo-Hittites interaction with other cultures and resisting to continuation if Hittite culture.
Ege Göçleri sonrası Hitit İmparatorluğu yıkılmış Demir Çağı’nın başlarından itibaren Hitit hanedan üyeleri ve halkı Anadolu’nun daha güvenli bölgelerine İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’ya göç ederek burada kent devletleri şeklinde organize olmuşlardır. Bu dönem ise Geç-Hitit/Neo-Hitit/Syro-Hitit kent devletleri dönemi olarak adlandırılmıştır. Hitit imparatorluğunun yıkılmasıyla Hitit kültürü, sanatı ve inancı yok olmamış, Neo-Hititler sahip oldukları kültürel özellikleri 500 yıl daha sürdürmüştür. Neo-Hititler M.Ö. I. binyıl da Asur, Arami, Urartu kültürleriyle etkileşime girerek homojen olmayan bir yontu sanatı oluşturmuşlardır. Neo-Hitit heykeltraşlık ürünlerinde bu kültürlere ait saç, sakal, kıyafet, sitillerine uyum sağlanmış bunun yanı sıra Hitit sanatını ve mitolojisini de korumayı başararak tanrı ve kral figürlerine uyarlamışlardır. Hititlerin Fırtına Tanrısı Teşup inancı Babil panteonunda Marduk ismiyle anılıp buradan Asur panteonuna buradan da Asur aracılığıyla Hititlere kadar ulaşmış ve baş tanrı konumuna yükselmiş, Neo-Hititlerde ise Tarhunzas ismiyle anılarak bu konumunu sürdürmüştür. Benzer bir durum tanrıça Kubaba içinde geçerli olmuştur. Hitit mitolojisinde yer alan İlluyanka Efsanesi unutulmamış Neo-Hitit kabartmalarında mitolojik motifleri işlenerek Neo-Hitit kabartmalı sanat eserlerinde işlenmiştir. Ayrıca Hitit hanedan üyelerinin isimlerini ve “Büyük Kral” “Kahraman Kral” unvanlarını da Neo-Hitit kralları kullanmışlardır. Hitit sanat eserlerinde krallar öldüklerinde hanedan üyeleri onların anısını yaşatmak için tanrılara özgü kıyafetler, boynuzlu başlık ve savaş aletleriyle donatmışlardır. Neo-Hititler Hitit kültüründen kalan anlayışlarını zamana, mekâna ve farklı kültürlere karşı uzun yıllar boyunca koruyarak geleneklerinin kaybolmamasına karşı direnmiş bunun yanı sıra farklı kültürel etkileri de reddetmeyerek oluşturdukları kompozit kültürü bir uyum içerisinde dağılmalarına kadar devam ettirmişlerdir. Çalışmamızın amacı Neo-Hitit Kültürünün Çevre Kültürlerle etkileşimini ve Hitit Kültürünün devamına karşı verdikleri direnci ortaya koymaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 20, 2019 |
Submission Date | February 14, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 1 Issue: 1 |
OANNES Journal is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License. (CC BY NC)
Only publications in the fields of Ancient History, Archeology and Ancient Languages and Cultures are accepted in OANNES Journal. Publications sent from other fields are not taken into consideration.
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/deed.tr