In most family, before the television took our top corner as a basic narrator, member of the families were amassing around the oldest member or the most respected one with the curious glances for listening him. All this action was for listening a story in which “divine justice” will appear in front of all witness and all people can be relax at last. This stories adressed to listener’s justice sense, and all of the wrongs correction by the divine power which describe in religions like saints, dervishes, elfs, fairies, souls and spirits as a tale. But during the time this stories which main subject is has a divine justice get a anonymous character but they start to be forgotten in the other narratives which tells in the mass circulation media. So these narratives loose their importance by the television after a while, but while we starting to think that we forgot narratives, television takes them from their dusty consoles and shows them to the viewers as a serial format. After a while other television channels starts this kind of programs. Commercial and ideological dimensions of the subject were left, the main reason of this high rating can be a dream of people for relaxing their hearts like a new way of traditional methods. With this article we try to evaluate this divine justice, which tells in narratives, with the critical perspective and make descriptive analyze on the mentioned serials. We choose some series randomly from each and analyze the “divine justice” concept with its problem, behaviours of people and the solving of the problem as the representation level
Televizyon asal bir öykü anlatıcısı olarak baş köşeye yerleşmeden önce, ailenin en yaşlısı ya da o topluluğun en saygı duyulan üyesinin etrafında toplanılır, gözler ve kulaklar ona çevrilirdi. “İlahi adalet”in bütün tanıkların gözleri önünde yerine geldiği ve yüreklerin soğutulduğu bir meseli dinlemek içindi bu hazırlık. Adalet duygusuna seslenilen bu mesellerde haksızlıklar tüm kurumların üzerinde dinî değerler içinde tasvir edilen ilâhi bir güç ile; evliyalar, dervişler, cinler, periler, ruhlar, hayaletler eliyle masalsı bir şekilde çözülürdü. Zamanla, anonim bir kimlik kazanan ve temel iletisi “ilahi adalet” olan benzer kalıplı bu söylenceler başta televizyon olmak üzere çok sayıda kitle iletişim aracının sunduğu anlatılar arasında kültürel belleğin raflarına terkedildi. Ne var ki bir süre sonra, ironik bir biçimde bu terkedilişin nedenlerinden biri olan televizyon ile anılan söylenceler tozlu raflarından indirilip dizi formatında anlatılar olarak izleyicilere sunulmaya başlandı. Benzer temalı yapımlar farklı birçok televizyon kanalında boy göstermeye başladı ki bu durum söz konusu formatın izleyiciler tarafından rağbet gördüğünün işaretiydi. Bu gelişmenin altında, konunun ticari ve ideolojik boyutları bir kenara, önemli ölçüde söz konusu yapımların izleyici kitlelerin ‘yüreklerini soğutma’ gereksinimlerine geleneksel yöntemlerin yeni bir biçimi ile verdiği katkı yatmaktadır. Makalede geleneksel anlatıların bu yeni biçiminde “ilahi adalet”in nasıl temsil edildiği eleştirel bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. Örnekleme alınan dizilerin rastgele seçilen ve yayın saatleri takip edilerek analiz edilmek üzere kayda alınan bölümlerinde tematik bir dizi analizi ile haksızlık nedeni sorun, tarafların tutumları ve sorunun çözümü bağlamında analiz teması olan “ilahi adalet” olgusu temsil düzeyinde değerlendirilmeye çalışılmaktadır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Other ID | JA27AR55MV |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2015 |
Submission Date | December 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 5 Issue: 13 |
Hope to be enlightened in the light of knowledge ....
ODÜSOBİAD