Postmodern literature has gained much popularity in the recent years.
Accordingly, the number of academic studies about the postmodern literature has
increased. In American Literature, contemporary writer Paul Auster, whose books
were translated to many languages including Turkish, is regarded as one of the
most important representatives of postmodern literature. Auster examines the
psychological world of mobile postmodern individual. The writer deals with the
mental and physical mobility of American society in his novel Sunset Park. In the novel, the writer
tells the story of young people who were forced to live in an abandoned
building due to various reasons. Focusing on his characters’ experiences and
problems, Auster’s reveals his characters’ inner world.
While investigating nomadism, Gilles Deleuze’s view about this subject
has been an important guide. French philosopher created the substructure of
nomadism and made new expansion into postmodern world with some definitions.
The aim of this paper is to examine Sunset
Park in the light of theme nomadism, and to reveal the reflection of
nomadism to postmodern life and individuals.
Postmodernizm kavramının dünyada ortaya çıkış
zamanı konusunda üzerinde uzlaşılmış bir tarih yoktur, ancak II. Dünya Savaşı
sonrasında dünyada köklü farklılıklar ve gelişmelerin tecrübe edildiği
konusunda ortak bir görüş vardır. Postmodernizm yirminci yüzyılın ikinci
yarısından itibaren yaygın şekilde dile getirilmeye başlanmış ve postmodernist
yazarların eserleri de zaman içerisinde edebi çalışmaların merkezinde yer
almıştır. Artık yazılan birçok eser postmodern akımın temsilcisi durumundadır Postmodern
edebiyatın son dönem temsilcileri arasında gösterilen Paul Auster’ın eserleri
bu alanda çalışma yapan çok sayıda akademisyen için uygun bir çalışma zemini
yaratmaktadır. Kitapları Türkçe de dahil olmak üzere çok sayıda dile çevrilmiş
olan Auster, çağdaş Amerikan debiyatının en önemli temsilcilerinden biri olarak
görülmektedir. Yazar romanlarında günümüz postmodern bireylerini ele alıp
onların iç dünyalarına ışık tutmaktadır. Kurgu ile gerçeği başarılı bir şekilde
harmanlayan Auster, romanlarında sürekli hareket halinde ve bir arayış içinde
bulunan devingen karakterlere yer vermektedir. Auster eserlerini oluştururken
postmodern edebiyat öğelerinin birçoğuna yer vermektedir. Göçebelik, yalnızlık
ve bölünmüş aileler yazarın en sık kullandığı temaları olarak gösterilebilir.Yazar
bu çalışmada incelnen romanı olan Sunset
Park’da Amerikan toplumunun zihinsel ve fiziksel hareketliliğini ele
almaktadır. Auster bu romanında çeşitli sebeplerden dolayı Sunset Park adlı
mahalledeki terk edilmiş bir evde yaşamaya başlayan gençlerin başından
geçenlerin anlatmaktadır. Auster karakterlerin geçmişlerinde yaşadıkları
sorunlara odaklanarak onların iç dünyalarını gözler önüne sermektedir.
Göç kavramı günümüzde postmodern bireyin
hayatının bir parçası haline gelmiştir. Göç, en genel şekliyle uzamsal hareket,
bir mekândan diğerine, bir toplumsal ya da siyasal birimden diğerine doğru bir
aktarım olarak anlşılabilir. İnsanlar göç ederken bulundukları mekânları değiştirerek
oraları kendi alanları yaparlar. Bu bağlamda alan ile mekân kavramları
arasındaki farka dikkat çekmek gerekmektedir. Alan, hem maddi hem de söylemsel
düzlemde ortaya çıkan davranış, eylem, tutum, sözler ile birlikte üzerinde yaşadığımız
coğrafyayı ve mekânı içine alır. Göçebelik hareketliliğin temelinde bireylerin
güdülerini en yüksek düzeyde gerçekleştirme arzusu yatmaktadır. Birey
istediklerinin hâlihazırda bulunduğu mekânda gerçekleşemeyeceğini hissettiği
zaman bulunduğu ortamı terk edip yeni yerlere gitmek ister; böylece göçebelik
düşüncesi ortaya çıkar.
Göçebeliğin postmodern düşünce tarzında
kendine daha rahat ve kalıcı yer bulmasının altında yatan sebepler
postmodernizmin bireye geniş özgürlükler tanıması, onu olduğu gibi kabul etmesi
ve bireyi belli kalıplara sokma amacı gütmemesidir. Modern devlet anlayışında her
şeyin sırada ve düzende olması gerektiği düşüncesi hâkimdir, çünkü bir yerde sabit
bireylerin herhangi bir düşünceye yönlendirilmesi, kontrol altında tutulması
daha kolaydır. Bu yüzden göçebelik modern devlet oluşumunun karşısında yer
almaktadır.
Göçebelik konusu ele alınırken Gilles
Deleuze’ün bu konudaki görüşleri önemli bir rehber niteliği taşımaktadır.
Fransız filozof kendi türettiği terimler vasıtasıyla göçebeliğin alt yapısını
oluşturmuş ve bu kavramın postmodern dünyada yayılmasına imkan sağlamıştır.
Paul Auster’ın Sunset Park adlı
romanındaki karakterler, postmodernizm ile ilgili kavramlar ortaya atan
Deleuze’ün Guattari ile birlikte ele aldığı göçebe düşüncesinin örnekleridir. Göçebelik
üzerine yapılacak olan çalışmalarda Paul Auster‟ın anlatılarının önemli bir
işlevi olduğunu dile getirmek yararlı olacaktır.Göçebelerin günümüz toplumunda
nasıl yer aldıkları, ne tür mücadelelere giriştikleri Paul Auster‟ın
romanlarında oldukça başarılı bir şekilde resmedilmektedir. Hiçbir yazar bir
parçası olduğu toplumun etkisinden kendini tamamen soyutlayarak eserlerini
oluşturamaz. Mutlaka, çevresinde şahit olduklarını kimi zaman bilerek kimi
zaman bilinçaltına attıklarıyla eserlerinde yansıtmaktadır. Paul Auster,
Amerikan toplumunda göçebelik düşüncesini benimseyenlerin yanında görünerek
eserlerini oluşturmasına rağmen, bu düşüncenin dışında kalmayı tercih edenlere
de eserlerinde yer verip okuyucuya bir kıyaslama şansı sunmaktadır. Bu
çalışmanın amacı göçebelik temasının ışığında Paul Auster’ın Sunset Park adlı
romanını incelemek ve göçebeliğin postmodern hayat ve bireylere yansımasını
gözler önüne sermektir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | ARTICLE |
Authors | |
Publication Date | March 25, 2020 |
Submission Date | September 16, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 10 Issue: 1 |
Hope to be enlightened in the light of knowledge ....
ODÜSOBİAD