Dialectology is the field that studies the branches of a stem language, such as dialects, accents, and sub-dialects, that emerge as a function of time and space. Dialects are formed by deep divergences within a language; accents by the threshold of mutual intelligibility among dialects; and sub-dialects by minor linguistic differences within accents. Following consolidation within its administrative borders, Türkiye Turkish comprises its own sub-dialects. The sub-dialects of the Central Black Sea regions (Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, and Tokat) are classified within the Western group, one of the main groups of Türkiye Turkish in the general classification plan (Karahan, 2014). Many linguistic units in the sub-dialects of Türkiye Turkish, from their vocabulary to their affixal and phonological elements, carry features from the older periods of Turkish. Such archaic elements in a language are considered archaic features. The definition, scope, and characteristics of archaism are described by Demirci (2022) as the tendency to use words, phrases, or syntactic structures belonging to older periods of the language, as linguistic units from an old period. Even if profound changes occur in a language, archaic elements can continue to be actively used in its modern variants (Demirci, 2022, p. 26). In this study, evaluations were made on the usage and conceptual fields of archaic linguistic elements identified in the regions of Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, and Tokat. It was identified that archaic elements originating from the Old Turkic period, specifically the emphatic particle oḳ/ök, are still actively used in the sub-dialects of the Central Black Sea region. Additionally, the demonstrative particle ma, which appears in Dīwān Lughāt al-Turk with the meaning “here it is” or “take it,” continues to be present in the sub-dialects of Türkiye Turkish. According to Gülensoy (1988), the final -n sound found in expressions, such as çıḳādıy͜ ḳın and dediy͜ kin, and the -m sound in forms like sonam, do not reflect natural phonological development, and these are archaic elements retained from earlier suffixes -ġına / -gine and -ma / -me used in older stages of the Turkish language (Gülensoy, 1988, p. 69). The sub-dialects of the Central Black Sea region, which fall under the Western group of Türkiye Turkish, preserve phonological and morphological characteristics and lexical items that reflect features of early Turkish. Furthermore, these sub-dialects display similarities in the presence and semantic use of such archaic elements.
Ağız bilimi, bir gövde dilin zaman ve mekâna bağlı olarak lehçe, şive ve ağız şeklinde dallanan alanlarını inceleyen alandır. Dil içerisindeki derin ayrılıklarla lehçeler, lehçelerde meydana gelen karşılıklı anlaşılabilirlik eşiğiyle şiveler, şivelerdeki küçük dil farklılıklarıyla ağızlar oluşmaktadır. İdari sınırlarla mütekâmil bir hâl alan Türkiye Türkçesi bünyesinde kendi ağızlarını barındırmaktadır. Orta Karadeniz yöreleri olan Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, Tokat ağızları genel sınıflandırma planında Türkiye Türkçesi ana gruplarından olan Batı grubunda yer almaktadır (Karahan, 2014). Türkiye Türkçesi ağızlarında söz varlığından ek ve ses unsurlarına kadar birçok dil birimi Türkçenin eski devirlerinden kalma özellikler taşımaktadır. Bir dildeki bu gibi kalıntı ögeler arkaik unsurlar olarak değerlendirilir. Arkaizmin tanımı, kapsamı ve özellikleri Demirci tarafından (2022), dilin eski devirlerine ait kelime, öbek veya sentaktik yapılarının kullanılma eğilimi, eski döneme ait dil birimleri olarak tarif edilmiştir. Dilde derin değişikler meydana gelse de dilin modern varyantlarında arkaik ögeler aktif şekilde kullanılabilir (Demirci, 2022, s. 26). Bu çalışmada Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, Tokat yörelerinde tespit edilen kalıntı dil unsurlarının kullanımları ve kavram alanları üzerine değerlendirmeler yapılacaktır. Orta Karadeniz yöresi ağızlarında Eski Türkçe Dönemi’nin oḳ / ök pekiştirme edatının kalıntılarının konuşurlar tarafından aktif olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Bununla beraber Dîvânu Lugâti’t-Türk’te ma olarak kullanılan ve “işte şurada, al” manasına kullanılan gösterme edatı Türkiye Türkçesi ağızlarında varlığını sürdürmektedir. Gülensoy’a (1988) göre çıḳādıy͜ ḳın, dediy͜ kin gibi kullanımlarda ortaya çıkan -n sesi ile sonam ve benzeri sözcüklerdeki -m sesinin doğal olmadığını ve bu kalıntı unsurların Türkçenin eski devirlerine ait -ġına / -gine ve -ma / -me’den bakiye olduğunu ifade eder (Gülensoy, 1988, s. 69). Orta Karadeniz ağızları, Türkçenin eski devirleriyle ilişkilendirilebilecek birtakım ses ve şekil özellikleriyle söz varlığına ait unsurlarını bünyesinde barındırmaktadır. Bununla birlikte söz konusu yöre ağızları, kalıntı ögeler ve bu ögelerin benzer semantik kullanımları bakımından benzeşmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Language Studies (Other), Lexicography and Semantics, Linguistics (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2025 |
Submission Date | June 30, 2025 |
Acceptance Date | July 30, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: ISRIS 2025 |