During 1990s, Turkish foreign policy towards Lebanon was shaped by tensions between Turkey and Syria. In the early 2000s, Turkiye’s rapprochement with Syria paved the way for Ankara’s foreign policy towards Lebanon. For almost a decade, Turkish decision makers developed multidimensional relations with Lebanon and conducted more active politics in this country. However, the Arab Spring, a wave of anti-government protests and uprisings that took place in the Middle East in 2011, suddenly turned the positive atmosphere of Turkiye-Lebanon relations upside-down. Turkiye-Syria relations deteriorated rapidly when anti-government protests spread to Syria and quickly turned into civil war. The deterioration of Turkiye-Syria relations and the negative effects of the Syrian Civil War both limited Turkiye’s room for maneuvering in Lebanon and caused the relationship between the two sides to stagnate. On the other hand, it is noteworthy that during the same period, Turkey engaged in public diplomacy activities aimed at turning Lebanese public opinion in its favor. These activities clearly demonstrated Turkiye’s support for Lebanon but also led to many positive and negative reactions within Lebanon. This article focuses on Turkiye-Lebanon relations from 2011 to 2023, considering the transformation of regional conjuncture in 2011 as a milestone, and analyses two main factors shaping Turkish foreign policy towards Lebanon. Both Turkiye-Syria relations and Turkish public diplomacy activities in Lebanon are important for the near future of Turkiye-Lebanon relations.
1990’lı yıllarda Türkiye’nin Lübnan’a yönelik siyaseti Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimlerin tesiri altında şekillendi. 2000’li yılların başında Türkiye Suriye’yle yakınlaşmaya başladığında Ankara’nın Lübnan’a yönelik siyasetinin önü açıldı. Türk karar alıcılar, neredeyse on yıl boyunca Lübnan’la ilişkilerini çok boyutlu olarak geliştirdi ve bu ülkede daha aktif siyaset yürüttü. Ancak 2011 yılında Orta Doğu’da başlayan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan yönetim karşıtı protestolar ve ayaklanmalar, Türkiye-Lübnan ilişkilerindeki olumlu havayı bir anda tersine çevirdi. Yönetim karşıtı protestoların Suriye’ye sıçraması ve kısa sürede bir iç savaşa dönüşmesiyle Türkiye-Suriye ilişkileri hızlı bir biçimde bozuldu. Türkiye-Suriye ilişkilerinin bozulması ve Suriye İç Savaşı’nın olumsuz etkileri hem Türkiye’nin Lübnan’daki manevra alanını kısıtladı hem de iki taraf arasındaki ilişkilerin durağanlaşmasına yol açtı. Öte yandan, aynı dönemde Türkiye’nin Lübnan kamuoyunu kendi lehine çevirmeye yönelik kamu diplomasisi faaliyetlerinde bulunması dikkat çekicidir. Türk kamu diplomasisi faaliyetleri, Türkiye’nin Lübnan’a desteğini açıkça göstermekle birlikte Lübnan içinde olumlu ve olumsuz birçok tepkiyi de beraberinde getirdi. Bu makale, 2011 yılında bölgesel konjonktürde yaşanan dönüşümü bir milat olarak kabul ederek 2011-2023 yılları arasındaki Türkiye-Lübnan ilişkilerine odaklanmakta ve Lübnan’a yönelik Türk dış siyasetini şekillendiren iki ana faktörü analiz etmektedir. Gerek Türkiye-Suriye ilişkileri gerekse Türkiye’nin Lübnan’daki kamu diplomasisi faaliyetleri, Türkiye-Lübnan ilişkilerinin yakın geleceği açısından önem arz etmektedir.
Bu çalışmanın tüm hazırlanma süreçlerinde etik kurallara uyulduğunu yazarlar beyan eder. Aksi bir durumun tespiti halinde ÖHÜİİBF Dergisinin hiçbir sorumluluğu olmayıp, tüm sorumluluk çalışmanın yazarına aittir.
Yayın sürecinde katkısı olan hakemlere ve editör kuruluna teşekkür ederiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2025 |
Submission Date | August 29, 2024 |
Acceptance Date | December 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 18 Issue: 1 |
Ömer Halisdemir Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi (OHUIIBF) is licensed under the Creative Commons Attribution-Noncommercial-Pseudonymity License 4.0 international license.