İslam,
11 Eylül 2001’de Amerika’daki ikiz kulelere yapılan saldırı sonucu, dünya
çapında gerek medyanın, gerekse toplantılar ve yayınların öncelikli
konularından birisi haline gelmiştir. Basit bir ifadeyle, “İslam dinine ve
Müslümanlara karşı duyulan güvensizlik, korku ve dışlama”yı ifade etmek için
kullanılan İslamofobi kavramı, bu süreçten sonra küresel çapta hızlı bir
dolaşıma girmiştir. Bu süreçle birlikte yeni medya teknolojilerinin gelişmesi,
daha geniş kitlelere ulaşmayı beraberinde getirmiş, özellikle 2000’li yıllardan
sonra İslamofobinin yükselmesinde, medya önemli bir rol oynamıştır. Batı’nın,
İslam ve Müslümanlara yönelik yayınlarında, 11 Eylül’ün bir dönüm noktası
olduğu söylenebilir. Hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde İslam ve
Müslümanlara dair haberler artmış ve bu haberlerde İslam ve Müslümanlar
olumsuzlanarak verilmiştir. Bu bağlamda medyada, İslam’ın şiddet içerikli bir
din olduğu yönünde yayınlar yapılması sonucu, İslam ve Müslümanlar hakkında
gerçek ve yeterli bilgiye sahip olmayan Batı toplumları bu yayınlardan
etkilenmiştir. Bu etkilenme İslamofobiye yol açmakta ve günlük hayatta
Müslümanlara karşı İslamofobik saldırıların ve davranışların gelişmesine neden
olmaktadır. Bu çalışmada batı medyasında Müslümanların ve İslam’ın temsili ve bu
temsil sonucu üretilen İslamofobi sorunsalı ele alınmıştır. Çalışma bilimsel
gözlemi esas alan temel literatür taraması yöntemine dayanılarak inşa
edilmiştir. Çalışma genelinde günlük
yaşamdan ve küresel ya da lokal düzeydeki medya içeriklerinden aktarılan
örnekler ele alınmıştır. Bu örnekler üzerinden medyanın İslamofobi’ye zemin
hazırlayan en etkin araç olduğu, bu aracın yapısında ve işleyiş mantalitesinde
yapılacak pozitif ya da negatif yönlü değişimlerin doğru ya da ters orantılı
olarak İslamofobi ve Müslümanlara karşı geliştirilen nefreti maksimize ya da
minimize edeceği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | 2017 Yılı 7. Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 20 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |