İnsanoğlu, yüzyıllardır kâinatın ve onun bir parçası olan toplumun, toplum hadiselerinin sırlarını aramakla meşgul olmuş, bu sırların keşfinde tamamiyle aciz kalmamakla birlikte ve bütün gayretlerine rağmen temel mahiyette olan sırlan ortaya çıkaramamıştır. Henüz pek çok şeyin yaratılış ve varoluş sebepleri daha bilinmemektedir. Ancak dinî inanışların dışında, bazı İlmî müşahadelere dayanılarak birtakım sonuçlara varılabilmiştir. Fakat bu sonuçların dahi kesin, muhakkak ve ebedi hakikatler olduğunu kabul etmek çoğu defa mümkün olamamıştır. Zira zamanla ve medeniyet ilerledikçe, kesin olarak bilinen pek çok şeyin değiştiği görülmüş, onlann yerine, yine değişmesi, geçerliliğini yitirmesi mümkün olan yeni, kesin ve mutlak gibi görünen düşünceler ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, ilkçağlardan beri, kâinatın sırrım keşfettiğini zanneden pek çok felsefî görüşle toplum hadiselerinin sırrını çözdüğü İleri sürelen görüşler birbirini takip etmiş; fakat, hiç bir görüşün aradığını bulamadığı daha sonraki çağlarda anlaşılmıştır. Bu arada bilinmeyen bazı hususların keşfedildikleri, bulundukları da muhakkaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
Bölüm | İçindekiler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1990 Cilt: 5 Sayı: 1 |