Abluka, Suriye ve Mısır'ı hayatî ithal mallan kereste, demir ve kölelerden mahrum etmeye yönelikti. O zamanlar demir ve kereste esas olarak Türkiye'den ithal ediliyordu. Türkiye'nin güneyindeki ormanlık Toros dağları ve Tahtacı diye de bilinen dağlı Türkmenler bu malları düşük fiyatlarla sağlıyorlardı. Antalya, Alanya ve Finike limanlarından yapılan ucuz deniz taşımacılığı, Arap ülkelerinde makul fiyatların oluşmasını sağladı. Bu büyük ölçekli bir ticaretti ve bunun Hristiyan ablukasıyla sona erdirilmesi Türkiye ve Suriye-Mısır ekonomilerini büyük ölçüde etkiledi. Ege denizinde Türkmen donanmalarının doğuşu ve Memlûk'ların yeni kurulan bu Türkmen beyliklerine yönelik artan ilgisinin aynı zamana denk düşmesi bir tesadüf değildi. el-Kalkaşandî'deki mektupların kopyaları, o dönemde Türkler ve Araplar arasındaki yeniden yakınlaşmanın bir ispatı olarak alınabilir. Gerçekten de, Batı'dan Hristiyan Haçlılar ve Doğu'dan Moğolların baskıları Türkler ve Araplara, ortak düşmanlarına karşı işbirliği yapma gereğini hissettirmişti. Bu dönemde İslâm dünyasının büyük kahramanı Baybars al- Bundukdari idi. Baybars, 1277'de Türkmenlerin işbirliğiyle Türk Anadolu'daki Moğollara karşı saldırıya geçmiş ve Türkiye'de bir İslâmî gazanın şampiyonu haline gelmişti.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
Bölüm | İçindekiler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1988 Cilt: 3 |