Al-Nahw is a branch of science on which many researches and studies have been carried out from the time it emerged to the present day. Since this branch of science directly or indirectly affects other Islamic Sciences, it is essential that it is thoroughly interpreted and studied. In line with this purpose, early period linguists made maximum efforts to determine the rules and principles of al-Nahw; In this context, they used the Qur'an, Arabic literary texts, and the language use of fluent-speaking tribes as evidence in determining grammatical rules. In the first century of Islam, language studies developed rapidly and emerged as a school in Basra. Over time, linguists disagreed about a number of issues regarding grammar and gave independent opinions from each other. When these views were examined, it has been determined that there are some debates that make grammatical issues complicated. The idea has emerged that these discussions and views made the learning of al-Nahw difficult and complicated. Therefore, in order to eliminate or minimize the difficulties of al-Nahw, some linguists have made attempts such as tajdid (renewal), ihya (revival) and taysir (simplification) in al-Nahw. In this study; Linguists such as al-Mubarrad, who belongs to the Basra language school; Tha’lab, who belongs to the Kufe language school, and Abu Ali al-Farisî, who belongs to the Baghdad language school, are discussed. The views of these linguists on issues regarding al-Nahw were examined and evaluated in the context of taysir’un-nahw (simplification of nahw).
Nahiv, ortaya çıktığı dönemden günümüze kadar üzerine çok sayıda araştırma ve çalışma yapılan bir ilim dalıdır. Bu ilim dalı, doğrudan veya dolaylı olarak diğer İslami ilimleri etkilediğinden, doğru anlaşılması ve iyi öğrenilmesi son derece önem arz etmektedir. Bu amaç doğrultusunda erken dönem dil bilimciler, nahiv ilminin kurallarını belirleme yolunda azami gayret göstermişler; bu bağlamda Kur’ân-ı Kerim’i, Arapça edebi metinleri ve fasih konuşan kabilelerin dili kullanma şekillerini, gramer kurallarını belirlemede delil olarak kullanmışlardır. İslâm’ın ilk asrında, dil çalışmaları hızlı bir şekilde gelişim göstermiş ve Basra’da bir ekol olarak ortaya çıkmıştır. Zamanla bazı gramer konuları hakkında dil bilimciler ihtilafa düşmüş ve birbirlerinden bağımsız görüşler zikretmişlerdir. Bu görüşler incelendiğinde, içlerinde gramer konularını karmaşık hale dönüştüren bazı tartışmalar olduğu tespit edilmiştir. Bu tartışmaların ve görüşlerin nahiv ilminin öğrenimini zorlaştırdığı ve meseleleri karmaşık bir hale dönüştürdüğü fikri ortaya çıkmıştır. Bundan dolayı, nahiv ilminin zorluklarını ortadan kaldırmak veya asgariye indirmek için bazı dil bilimciler, nahiv ilminde tecdîd (yenileme), ihyâ (canlandırma) ve teysîr (kolaylaştırma) gibi girişimlerde bulunmuşlardır. Bu çalışmada ise; Basra dil ekolüne mensup Müberred, Kûfe dil ekolüne mensup Sa‘leb ve Bağdat dil ekolüne mensup Ebû Ali el-Fârisî gibi dil bilimciler ele alınmıştır. Söz konusu bu dilcilerin bazı nahiv konuları hakkındaki görüşleri incelenmiş ve teysîru’n-nahv (nahvin kolaylaştırılması) bağlamında değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | January 16, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |