The purpose of this paper is to attract attentions to the meaning and significance of the event of Masjid al-Dırar in Islamic history and in our age. When the religious and political authority of Prophet Muhammad began to control over the whole Arabia in 630, his opponents and Abu Amir built the so-called Masjid al-Dırar so as to shake the authority of Muhammad and to organize the people against him. By the way of getting an approval for the new Masjid from Prophet Muhammad who was returning to Madina from Tabuk battle, some Qur’anic verses (Tawba, 107-117) were revealed by indicating the secret plan and intention behind construction of Masjid al-Dırar by some people. Then this Masjid was destroyed and burned according to command of Prophet. We can summarize the meaning and significance of the event of construction and destruction of Masjid al-Dırar in Islamic history and in our age as follows: The order of Prophet Muhammad as to destruction of Masjid al- Dırar which implies that misuse and abuse of religious values and symbols are possible in every age, strengthened the authority of the Prophet while his opponents lost their power. From this viewpoint, there is a similarity between the action and decision of the Prophet and the definite resolution of Atatürk against all types of action which pave the way toward the destruction of national unity of Turkey. As it appears in the event of Masjid al-Dırar, misuse ad abuse of religious values and symbols give rise the destruction of national unity in a society. The severe action of the Prophet against the event of Masjid implies that we should pay careful attention to the possibility of misuse and abuse of religious values and symbols. It also has some implications that we should be good citizen and Muslim in The Republic of Turkey which will last forever.
Bu yazının amacı “Zararlı Mescid” (Mescid-i Dırar) olayının İslam tarihinde ve günümüzde ifade ettiği anlam ve ibretlere dikkat çekmektir. M. 630 yıllarında Hz. Muhammed’in dini ve siyasi otoritesinin tüm Arabistan’ı etkisi altına almaya başladığı bir zamanda, muhaliflerden Ebu Amir ve Medine’deki bir takım “dinsel bölücü ve iki yüzlüler”( münafıklar), söz konusu otoriteyi, sarsmak amacıyla bir örgütlenme yeri olarak tasarladıkları “Zararlı Mescid”i inşa ettiler. Tebük savaşından dönmekte olan Hz. Muhammed’e bu yeni mescidi onaylatacakları sırada, onların gizli niyet ve planlarını açıklayan ve mescit hakkında ne yapması gerektiğini Peygamber’e bildiren, Tevbe süresinin 107-117. ayetleri indi. Bu ayetlerin gereğini yerine getiren Hz. Muhammed, “Zararlı Mescid”i yıkıp yaktırdı. Bu Mescid’in inşa edilmesi ile yıkılması olayının hem İslam tarihinde hem de günümüzde ortaya çıkan anlam ve talimatları şöyle özetlenebilir: Dinsel değerlerin kötüye kullanılması ihtimalinin her zaman mümkün olabileceğini gösteren “Zararlı Mescid” olayı karşısında, Hz. Muhammed’in verdiği yıkım kararı, Hz. Muhammed’in dini ve siyasi otoritesini güçlendirmiş; buna karşılık muhaliflerinin gücü ve etkisi azalmıştır. Bu bağlamda, Atatürk’ün ulusal toprak bütünlüğünü sarsacak hareketlere karşı kesin kararlı tavrı ile Hz. Muhammed’in tavrı arasında benzerlikler vardır. “Zararlı Mescid” olayında görüldüğü üzere, dini değerlerin istismarı toplumda bölücülüğe yol açmakta ve milli birliğe zarar vermektedir. Dini değerlerin istismarına karşı, Hz. Muhammed’in verdiği sert tepki aynı zamanda günümüzde de bu istismara yeltenenlere karşı uyanık olunması ve onlara fırsat verilmemesi gerektiğine bizleri uyarmaktadır. Bu durum, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sonsuza değin yaşaması için, bizlerin iyi bir yurttaş ve doğru bir Müslüman olmamız gerektiği noktasında da derin uayrılara sahiptir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2004 |
Submission Date | November 2, 2014 |
Published in Issue | Year 2004 Volume: 17 Issue: 17 |