Bu çalışmanın amacı
eğitim yöneticilerinin ait oldukları mizah tarzları ile (kendini geliştirici
mizah, katılımcı mizah, kendini yıkıcı mizah ve saldırgan mizah) iş doyumları
arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bilim
insanları tarafından yapılan araştırmalarda,mizahın birbirinden farklı ama
birbirini tamamlayan pek çok tanımı yapılmıştır.Genel olarak mizahın ne
olduğuna dair çalışmalar yapanlar,
gülmenin sanatlı şeklinin mizah olduğu sonucuna varmışlardır. Tamamen
insan merkezli olan mizah sanatı, doğal olarak insanların ilgisini çekmiş ve
araştırmalara konu olmuştur.Bu alanda eser verenler,en eski çağlardan
başlayarak mizah kavramıyla ilgilenmiş; bu kavrama gerçekçi, metafizik, edebî,
ruhbilimsel veya mantıksal açılardan bakarak farklı tanımlamalar yapmaya
çalışmışlardır.İş doyumu ise çalışanın işine karşı olan memnuniyet duygusudur.
Başka bir deyişle çalışanların işlerinden duydukları hoşnutluk veya
hoşnutsuzluktur. İş doyumu, iş görenlerin bedensel ve zihinsel sağlıklarının
yanında aynı zamanda işlerine ve çalıştıkları kuruma karşı geliştirdikleri
duyguların ortak bir belirtisidir. Bir iş yerindeki koşulların bozuk olduğunun
en önemli göstergesi iş doyumunun düşük olmasıdır.Çalışanların bütün
ihtiyaçları giderildiğinde bireyin kendini gerçekleştirme ihtiyacı ortaya çıkar
ki bu da ihtiyaçlar hiyerarşisinin en son basamağıdır. Çalışanın kendi
kendisine yeterli olup potansiyelinin farkında olması onu başarılı ve
yaratıcı kılacaktır. Bu da çalışanın
kendini gerçekleştirmesini sağlayıp tam bir iş tatminini de beraberinde
getirecektir.İş doyumu ve örgütsel bağlılığı belirlemek amacıyla yapılan
çalışmalar da yöneticiler arasında ki en yüksek iş doyumu 60 yaşından yüksek
olan yöneticilerde, en düşük iş doyumu ise 30 yaşından küçük olan yöneticilerde
,erkek yöneticilerin kadın yöneticilere oranla iş doyumlarının daha yüksek
olduğu belirtilmiştir.
The purpose of this
study is to examine the relationship between the humor styles of the intended
training managers (self-promoting humor, participative humor, self-destructive
humor and aggressive humor) and job satisfaction. In researches done by the scientists, many different but
complementary definitions of humor have been made. In general, those who have
studied what humor is, have come to the conclusion that the art of smile is
humorous. The art of humor, which is completely human-centered, naturally
attracted people's attention and became a subject of research. Starting from
the earliest times, those who gave work in this field were interested in the
concept of humor; they have tried to make different definitions by looking at
from realistic, metaphysical, literary, psychological, or logical aspects. Job
satisfaction is the feeling of satisfaction with the employee's job. In other
words, it is the satisfaction or dissatisfaction of the emplyoees. Job
satisfaction is a common manifestation of the feelings that besides the
physical and mental health of workers it is at the same time the feelings they
have developed against the institution they work with. The most important
indicator of the improper conditions of a work place is that the job
satisfaction is low. When all the needs of the employees are eliminated, the
need for self-fulfillment of the individual arises, which is the last step in
the hierarchy of needs. The employee's self-sufficiency and awareness of the
potential will make him successful and creative. This will enable the employee
to realize himself / herself and bring a complete job satisfaction. The studies
conducted in order to determine the job satisfaction and the organizational
commitment indicated that the highest job satisfaction among managers is in
managers who are over 60 years old and the lowest job satisfaction is in
managers who are less than 30 years old, the job satisfaction of male managers
is higher than female managers.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Studies on Education |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 27, 2018 |
Acceptance Date | March 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Youth Researches Special Issue |