Bu
çalışmada savaş ve göç olgusunu en derin boyutuyla hisseden, babası veya kocası
olmadığı için yalnız yaşamak durumunda kalan Suriyeli sığınmacı kadınların,
kendilerine karşı yerel halkın bakış açısını nasıl algıladıkları ele
alınmıştır. Bu bağlamda yalnız yaşamak durumunda kalan Suriyeli sığınmacı
kadınların kendilerine yönelik olumsuz bir tavrın olup olmadığı ve bu durumu
nasıl algıladıkları, özellikle hemcinsleri olan Türk kadınlarının yalnız olan
Suriyeli kadınlara yönelik tutumlarının ve algılarının nasıl olduğu
incelenmiştir. Bunların yanı sıra dışlanma, güvenlik, sosyal baskı ve istismar
gibi problemlerin varlığı, var ise bu tür olumsuzluklara karşı nasıl mücadele
ettikleri yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği ile araştırılmıştır. Görüşme
yapılan katılımcıların hepsi, erken yaşta evlenmiş ve kocalarını savaş
dolayısıyla kaybettikleri için dul kalmışlardır. Araştırmada 18-42 yaş
aralığında 8 katılımcı ile görüşülmüştür. Araştırmanın sonucunda yerli halkın
Suriyeli dul kadın sığınmacılara yönelik olumsuz bir tutumları olduğu,
özellikle Türk kadınlarının kendilerini aile düzenini bozma, ikinci eş olma durumlarından
dolayı tehlikeli olarak gördükleri tespit edilmiştir. Ayrıca Suriyeli kadınlar
hem Suriyeli oldukları hem de yalnız yaşadıkları için, sosyal dışlanmaya maruz
kalmaktadır. Evlerinde ve mahallerinde güvenlik sıkıntısı yaşadıkları tespit
edilen kadın sığınmacıların, evlilik yönünde baskı, sözlü veya fiziksel taciz
ve çeşitli pek çok istismara maruz kaldığı tespit edilmiştir. Tüm bunlara
karşı, Suriyeli katılımcılar mücadelelerinde çaresiz kalmakta, çoğunlukla evden
dışarıya çıkamadıkları bir hayat yaşamaya mecbur bırakılmakta, bu da sosyal
hayata uyumlarını daha da zorlaştırmaktadır.
In this study, it was discussed how the Syrian
asylum-seeking women, who felt the deepest dimension of war and immigration and
who had to live alone because they were not their father or husband, perceived
the viewpoint of the local people against them. In this context, it has been
examined whether the Syrian asylum-seeking women who have to live alone have a
negative attitude towards them and how they perceive this situation, especially
the attitudes and perceptions of Turkish women, who are hereditary, to the
lonely Syrian women. In addition to these, the existence of problems such as
exclusion, security, social repression and abuse, and how to fight against such
negativities, have been researched through semi-structured interview
techniques. All interviewed were married at an early age and remained widowed
because they lost their husbands due to war. In the study, 8 participants were
interviewed at the age of 18-42. As a result of the research, it was determined
that the indigenous people had negative attitudes towards Syrian widow asylum
seekers, especially Turkish women regarded Syrian widowers as dangerous due to
disturbance of family order and second wife status. In addition, Syrian women
are exposed to social exclusion because they are both Syrian and lonely. It has
been found that female asylum seekers who have been found to have security
problems in their homes and in their neighborhood have been subjected to
pressure, verbal or physical abuse in marriage and many other abuses. Against
all this, Syrian participants are desperate in their struggle, often forced to
live a life they can not get out of the house, which makes social adjustment
more difficult.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 31, 2018 |
Acceptance Date | July 26, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 8 Issue: 15 |