The question whether “the media reflect the society, or the way how the
media presents subjects shapes the public” is the main issue of communication
researches. The theoretical approaches in this field accept the influence of
the media on creating a public opinion. The media carries out a perception
construction with the way it processes the subject matter. This also applies to
the issue of deception in bilateral relationships. In the cheating news in the
bilateral relationships of the well-known persons who are the subject of the
magazine press, the subject is mainly presented as women-centered and the name
of the man who has at least as much share as the woman in the said behavior is
almost never mentioned. The male side of the subject is positioned as a passive,
innocent “figure” in a behavior model where the man does not have any
initiative and whose rules the woman determines. The media's representation of
the subject in this way results in the audience’s / reader's judging of the
woman in bilateral relationships and acceptance of the man as passive, quasi
invisible. In other words, the media violates one of its most fundamental
principles, “informing the public impartially and accurately”. In relation to
"Cheating", which is not a moral/ethical behavior and is a course of
action that cannot be accepted by the society, the media mainly accuses the
woman through the reporting style used in the news, opens the women's behavior
to debate and publicly prepares a mental environment for the judgement of
women. In this study, 3 sample cases which are on the agenda of the magazine
media will be handled with the content analysis method supported by framing
analysis and an evaluation on the media’s partiality in the form of
representation will be made.
"Medya toplumu mu yansıtır, yoksa medyanın
konuları sunuş biçimi mi kamuoyunu şekillendirir" sorusu iletişim
araştırmalarının başlıca konusudur. Bu konudaki kuramsal yaklaşımlar, medyanın
kamuoyu oluşturmadaki etkisini kabul etmektedir. Medya, habere konu teşkil eden
konuları işleyiş biçimi ile bir algı inşası gerçekleştirmektedir. Bu tespit,
ikili ilişkilerdeki aldatma konusu için de geçerlidir. Magazin basınının konusu
olan tanınmış kişilerin ikili ilişkilerindeki aldatma haberlerinde konunun
temsili ağırlıklı olarak kadın merkezli olarak verilmekte, söz konusu
davranışta en az kadın kadar payı olan erkeğin ismi neredeyse hiç
geçmemektedir. Konunun erkek tarafı iradesi, inisiyatifi olmayan, kurallarını
kadının koyduğu bir davranış modeli içinde pasif, masum bir "figüran"
olarak konumlandırılmaktadır. Medyanın konuyu bu şekilde temsil etmesi,
okur/izler kitlenin ikili ilişkilerde kadını yargılaması ve erkeği pasif, adeta
görünmez kabul etmesi ile sonuçlanmaktadır. Başka bir ifade ile medya en temel
ilkelerinden biri olan "Kamuoyunu tarafsız ve doğru bilgilendirme"
görevini ihlal etmektedir. Medya, etik/ahlaki olmayan ve toplum tarafından
onaylanmayacak bir davranış biçimin olan "Aldatma" ile ilgili olarak
haber dili üzerinden ağırlıklı olarak kadını suçlamakta, kadının davranışlarını
tartışmaya açmakta ve kamuoyu nezdinde kadının yargılanmasına zihinsel ortam
hazırlamaktadır. Bu araştırmada magazin medyasının gündemine giren 3 örnek
olay, çerçeveleme analizi ile desteklenen içerik analizi yöntemi ile ele
alınacak ve medyanın konuyu temsil ediş biçimindeki yanlılık değerlendirilmeye
çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2019 |
Acceptance Date | March 8, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 10 Issue: 17 |