Osmanlı Devletinde salgın hastalıklar daha Birinci Dünya Savaşı öncesi
halk sağlığını tehdit eder boyuttaydı. Öyle ki Balkan Savaşının yenilgi
sebepleri arasında kolera salgını önemli nedenlerden biriydi. Savaştan sonra
ise tifüs salgınları ülkenin hemen her yerinde görülmeye başlamıştı. Bu noktada
hükümet, Balkan Savaşlarının tecrübesiyle halk sağlığı adına önemli adımlar
attı. Bunlardan biri Dâhiliye Nezareti’ne bağlı Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiye
Bütçesi’nin 1913 yılında bağımsız hale getirilmesiydi. Hükümet böylece salgın
hastalıklarla mücadelenin etkinliğini arttırmaya çalıştı. Meclis-i Mebusan bu
durumu insan sağlığına verilen değerin artması olarak değerlendirerek takdirle
karşıladı. Kanun-ı Esasi’nin 80. Maddesine göre Meclis-i Mebusan’ın görevlerinden
biri bütçeyi değerlendirmek ve onaylamaktı. Meclis bu yetkisine bağlı olarak
Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiye bütçe görüşmelerinde, salgın hastalık tehdidinin
dikkate alınması konusunda yetkililere uyarılarda bulunarak alınan önlemlerle
ilgili bilgi istedi. Özellikle bütçedeki tahsisat miktarının artmasına rağmen
salgın tehdidinin sürekli büyümesi Meclis tarafından endişeyle karşılandı.
Bütçe görüşmeleri sırasında salgın hastalıklara yönelik, mebuslar tarafından
dile getirilen sorunlar arasında; tabip sayısı ve hastane imkânlarındaki
yetersizlik, tecrübeli eleman eksikliği, ahlaki bozukluk ve buna bağlı olarak
yasal tedbirlerin alınmaması, bataklıkların kurutulamaması ve belediye
hizmetlerinin yetersizliği dile getirilenlerdendi. Meclis, Birinci Dünya Savaşı
boyunca salgın hastalıklarla mücadele etmek üzere Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiye
bütçesinin arttırılmasına onay verdi. Bununla birlikte içinde bulunulan
ekonomik, askeri ve ahlaki şartlar mücadelenin istenen seviyeye ulaşmasını
engelledi.
The epidemics in the Ottoman State are more threatening to public health
before the First World War. Cholera outbreak among the reasons for the defeat
of the Balkan Wars is one of the important reasons. After the war, typhus
outbreaks were seen all over the country. The government has taken important
steps towards public health with the experience of the Balkan Wars. Before the
outbreak of the first World War 1913 ın year allocated the budget of the
General Directorate of Health (Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiye). The situation was
evaluated as an increase in the value given to human health ın Assembly. 80 of
the Constitution (Kanun-ı Esasi). According to the article, the assembly was
authorized to audit the budget. During the war, parliament has warned
authorities to consider the threat of epidemics in general directorate of
health during talks. On the other hand, authorities have asked for information
about what is happening about the disease. Despite the increase in the amount
allocated from the budget, the continued growth of the threat of epidemics was
assembly of alarmed. Among the problems mentioned by the mebuses in budget
negotiations for epidemics; lack of doctor and hospital facilities, a lack of
experienced staff, moral disorder and not taking legal measures, not drying the
marshes, and improving the conditions of municipalities. Parliament controls
budget against epidemics but under the heavy economic, military and moral
conditions of First World War, it did not achieve the desired level of
struggle.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2019 |
Submission Date | February 21, 2019 |
Acceptance Date | February 28, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |
İndeksler / Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD, İdealOnline ve Scilit tarafından dizinlenmektedir.
Dergimizde yayımlanan makaleler, aksi belirtilmediği sürece, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası (CC BY 4.0) ile lisanslanır. Dergiye yayımlanmak üzere metin yollayan tüm yazar ve çevirmenlerin, gönderdikleri metnin yegâne telif sahibi olmaları ya da gerekli izinleri almış olmaları beklenir. Dergiye metin yollayan yazar ve çevirmenler bu metinlerin CC BY 4.0 kapsamında lisanslanacağını, aksini sayı editörlerine en başında açıkça beyan etmedikleri müddetçe, peşinen kabul etmiş sayılırlar.