17. yüzyılın son çeyreği, Bedevi kabilelerinin Şam Hac kafilesine yaptıkları birçok saldırıya tanık olmuştur. Osmanlı devletiyle Hicaz şehirleri arasındaki manevi ilişkilere zarar veren bu saldırılar, Osmanlı devletini, kafilenin güvenliğini sağlama noktasındaki icraatlarını gözden geçirmeye sevk etmiştir.
Bu çalışma, 1700-1725 yılları arasında; devletin Şam Hac kafilesinin güvenliğini sağlamaya yönelik icraatlarını, bunu yapmaya iten nedenleri ve bunların güney Şam sancak yöneticileri üzerindeki sonuçlarını izlemeyi amaçlamaktadır.
Çalışma, Hac kafilesinin güvenliğini sağlamak için alınan en önemli tedbirin, Hac emirliğini görevini sürekli olarak Şam valilerine tahsis etmek ve Güney Şam sancaklarının yöneticilerinin ise yalnızca cerdeyi yönetmesi için görevlendirmek olduğu sonucuna varmıştır. Bu nedenle, güney Şam sancaklarının (Kudüs, Gazze, Nablus, Aclun ve Leccun) yöneticileri, merkez bürokrasisi nezdinde kendilerini öne çıkaran Hac emirliği görevinden mahrum kaldılar. Aynı zamanda bu sancaklar idari olarak Şam valiliğine kesin olarak bağlandı. Şam valileri tarafından sancak idarecisi olarak atanan mütesellimlerin mali ve askeri kabiliyetleri görece zayıftı. Sancak mütesellimlerinin Şam valileri tarafından atanıyor olması ve idari anlamda valilere olan sıkı bağlılıkları, Hac mevsiminde sancaklarda asayişin bozulmasına, şehirlerde aileler arasında rekabete, taşrada ise nahiye şeyhleri arasında çatışmaya yol açtı.
The final quarter of the 17th century witnessed numerous attacks by Bedouin tribes on the Damascus Hajj caravan. These assaults, which jeopardized the spiritual relations between the Ottoman state and the Hijaz cities, prompted the Ottoman government to reassess its efforts to ensure the security of the caravan.
This study aims to trace the measures taken by the state between 1700 and 1725 to secure the Damascus Hajj caravan, the reasons behind these measures, and their consequences on the administrators of southern Damascus sanjaks.
The study concludes that the most significant measure taken to secure the caravan was the continuous assignment of the Hajj emirate to the governors of Damascus, while the administrators of southern Damascus sanjaks were tasked solely to administer the Jarda. Consequently, the administrators of the southern Damascus sanjaks (Jerusalem, Gaza, Nablus, Ajloun, and Lajjun) were deprived of the prestigious Hajj emirate position that distinguished them within the central bureaucracy. Additionally, these sanjaks were administratively subordinated to the Damascus governorate. The financial and military capabilities of the sanjak administrators appointed by the Damascus governors, known as mutasallims, were relatively weak. The appointment of sanjak mutasallims by Damascus governors and their strict allegiance to the governors led to disturbances in public order during the Hajj season, competition among families in cities, and conflicts among village sheikhs in rural areas.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ottoman Field Service |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2024 |
Submission Date | March 3, 2024 |
Acceptance Date | May 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 22 |
Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD and Scilit.
Unless otherwise stated, the articles published in our magazine are licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) license. All authors and translators who submit texts for publication in the journal are expected to be the sole copyright holders of the submitted text or to have obtained the necessary permissions. By submitting texts to the journal, authors and translators implicitly accept that these texts will be licensed under CC BY 4.0 unless explicitly stated otherwise to the editors at the outset.