The Ottoman Empire was subjected to an influx of foreign researchers due to the developments in historical artifact research that took place in Europe in the 19th century. One of the countries to which these researchers belonged was Germany. After the activities they first carried out in the west of Anatolia, the Germans began to work in other parts of the country. One of these places was Zincirli Tumulus, discovered by Osman Hamdi Bey in 1884. The first license for excavation was obtained in 1888, under the direction of Berlin Museum Director Carl Humann. This was followed by excavations in 1890 and 1894. Then, with the excavation that started in 1902 as a continuation of the third excavation, the work carried out by the Germans ended. Some of the artifacts found during the excavations were given to Germany with the current regulations and the sultan's approval. Research on Zincirli generally focuses on the discipline of archaeology or ancient history and contains and very brief information is given about the excavations carried out by the Germans. In research directly involving studies carried out by the Germans in Anatolia, the Zincirli excavations were almost never mentioned. In this study, Zincirli Tumulus excavations carried out by the Germans were examined using the qualitative research method and document analysis technique, based on the Ottoman Period documents in the State Archives Directorate. In this context, the approach of the Ottoman Empire during the excavation process and the attitudes of the German excavation team and the Ottoman State regarding the finds were discussed. It was discussed that the excavations were carried out within the scope of the Regulation of Asar-i Atika (Historical Artifacts) and the finds were evaluated accordingly.
Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen tarihi eser araştırmalarındaki gelişmelere bağlı olarak yabancı araştırmacıların akınına uğradı. Bu araştırmacıların mensup olduğu devletlerden biri de Almanya idi. Almanlar, ilk olarak Anadolu’nun batısında yürüttükleri faaliyetlerin ardından ülkenin diğer kısımlarında da çalışmalar yapmaya başladı. Bu yerlerden biri, Osman Hamdi Bey’in 1884 yılında keşfettiği Zincirli Höyüktü. Berlin Müze Müdürü Carl Humann’ın başkanlığında 1888 yılında kazı için ilk ruhsat alındı. Bunu 1890 ve 1894 yılındaki kazılar takip etti. Ardından 1902 yılında üçüncü kazının devamı niteliğinde başlanan kazı ile Almanların yaptığı çalışmalar son buldu. Kazılarda bulunan eserlerden bir kısmı mevcut nizamname ve padişah onayı ile Almanya’ya verildi. Zincirli hakkında yapılan araştırmalar, genellikle arkeoloji veya eskiçağ disiplini çerçevesinde yoğunlaşmakta ve Almanların yaptığı kazılar hakkında çok kısa bilgiler verilmektedir. Doğrudan Almanlar tarafından Anadolu’da yapılan çalışmaları içeren araştırmalarda ise Zincirli kazılarına neredeyse hiç değinilmemiştir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi doküman analizi tekniği ile Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda bulunan Osmanlı Dönemi belgelerinden hareketle Almanlar tarafından yürütülen Zincirli Höyük kazıları incelenmiştir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nin kazı sürecindeki yaklaşımı, Alman kazı ekibinin ve Osmanlı Devleti’nin buluntularla ilgili tutumları ele alınmıştır. Asar-ı Atika Nizamnamesi kapsamında kazıların yürütüldüğü ve buluntuların buna göre değerlendirildiği tartışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ottoman Institutions and Civilization (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | |
Submission Date | April 18, 2024 |
Acceptance Date | July 6, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 23 |
Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD and Scilit.
The articles published in our magazine, unless otherwise stated, are licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) license. All authors and translators who submit texts for publication in the journal are expected to be the sole copyright holders of the submitted text or to have obtained the necessary permissions. By submitting texts to the journal, authors and translators implicitly accept that these texts will be licensed under CC BY 4.0, unless explicitly stated otherwise to the editors at the outset.