16’ncı ve 17’nci yüzyıl Osmanlı arşiv kaynaklarında anılan, yüksek görevlerde bulunanların ailevî ilişkilerini saptamak genellikle oldukça zordur. Yine de kimi önemli sülaleleri izlemek mümkündür. Ayrıca sülale fertleri arasında akrabalık bağları olmayan birkaç grubu da bu kapsama sokmak yerindedir. Bunların arasında Türk asıllı olanlar da bulunmaktadır. Fakat çoğu Balkanlardan gelen İslâmiyete sonradan girmiş olan kimselerdir. İlk grubun en iyi bilinen örneği 1546 yılında Budin/Buda vilayetinin ilk tahririni yapan ve 1549’da paşalığın defterdarlığı görevine getirilen Çandarlızade Halil Bey’dir. Slav kökenli olan ailelerden Yahyalılar ve Sokollular başta gelir. Yahya Paşa’nın neslinden ve akrabalarından Bali, Mehmed ve Arslan Paşaların Budin beylerbeyliğine atanmış olmaları, Arslan, Derviş ve Mehmed Beylerin ise birer sancak beyi olarak görevlendirilmeleri bu sülalenin ne kadar nüfuzlu olduğunu ve faaliyet alanlarının 1540’lı yıllardaBalkanlardan Macar topraklarına kaydığını açık bir şekilde göstermektedir. Sokollular ise 1566’dan 17’nci yüzyılın ilk on yıllarına kadar yönetici konumundaydılar. Aranid lakabıyla karşımıza çıkan kişiler ise meşhur bir Arnavut ailesine mensuptular. Dört-beş kişiden oluşan doğulu bir klan Ulama, Kanber, “Deriel”, Mehmed Han ve Velican Bey Tekeli boyuna, Zulkadirlilere ve bilinmeyen soya bağlı olup bir dönem İran şahına da hizmet ettiler. Hırvat asıllı, kariyerinin ilk safhasında Yahyapaşaoğlu Mehmed Bey’in voyvodası olan ve bu ocak ile sonradan da ilişkide kalan Kasım Bey/Paşa ise kendi adamlarından daha kalabalık bir şebeke oluşturabildi. Büyük olasılıkla Macar asıllı, aralarında sıkı ilişki bağları olan bir ümera grubu da İskender, Deák Kâtip Mehmed ve Macaroğlu Ali Paşa’dan meydana geldi. Bu aile ve grupların gerçek gücünü, neyi ve ne kadar etkileyebildiklerini, beklenenin ötesine giden tutumlarını merkezin hangi ölçüde frenleyebildiğini veya frenlemek istediğini, onlarla ne tür iç siyaset oyunlarına girdiğini yeterince bilmiyoruz. Tartışmasız olan bir şey varsa o da üzerinde durduğumuz dönemde sistemin oldukça aksaksız yürüdüğüdür. Bunun en önemli nedenlerinden biri, belki de en önemlisi, onlara olağanüstü iyi gelir sağlanmış olması, ayrıca da hem prestij hem imkânlar açısından özel duruma sahip olmalarıdır
Osmanlı Macaristan’ı taşra yönetimi yönetici aileler çok ulusluluk
It is often rather difficult to figure out the family relationships of high-ranking officials in Hungary mentioned in the sixteenth- and seventeenth-century Ottoman sources. Nevertheless, it is possible to follow the fortunes of members of certain important kinship groups. Also worthy of attention are prominent individuals who were not affiliated by blood, but who belonged to common networks. Among these, we find individuals of Turkish origin, but encounter many more who were renegades, from families which hailed from the Balkans. Those from Turkey are best represented by Çandarlızade Halil bey, who drew up the first cadastral surveys of the sancaks comprising the vilayet of Budin/Buda in 1546 and who went on to become defterdar of the same province in 1549, while the most significant families of Slav background were the Yahyalıs and the Sokollus. The fact that three of Yahya paşa’s offspring and other relations Bali, Mehmed, and Arslan paşas were appointed governors of Buda and another three Arslan, Derviş, and Mehmed beys were each charged with setting up a new sancak shows how influential this kinship group was, and that it transferred its main field of activity from the Balkans to the Hungarian territories in the 1540s. The Sokollus occupied high administrative positions from 1566 up until the 1620s. District governors with the cognomen Aranid were descended from a well-known Albanian noble family. One kinship group, with four or five members Ulama, Kanber, ‘Deriel’, Mehmed Han, and Velican beys , originated from the eastern parts of the Empire; certain of them belonged to the Tekeli tribe and another was of Zulkadirli background, while the remainder were of unknown descent and had been in the shah of Iran’s service before coming to Hungary. Of Croatian origin, Kasım bey and paşa, who began his career as a voyvoda for Yahyapaşaoğlu Mehmed bey and who remained in close contact with the bey’s kinsfolk, was able to create quite a large following from among his subordinates. A smaller group of interrelated ümera – İskender, Deák ‘Scribe’ Mehmed, and Macaroğlu Ali paşa – probably had Hungarian forebears. It is still difficult to determine the real strength of these families and groupings, and also the kinds of developments they could influence and how far this influence went. Other issues are the extent to which the centre – if it so wished – could check their actions, should these go beyond the limits customary, and the kinds of political games the centre played with them. However, what cannot be disputed is that the system generally functioned rather efficiently in the period under discussion. An important reason for this – perhaps the most important one – was the very great remuneration given these officials, while the enormous prestige and extraordinary possibilities accompanying their roles also played a part
Ottoman Hungary local administration influential families multinationalism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 38 |