It is seen that the history of elites was more in the foreground in historiography in the pre-modern period. According to this, the history of the world should be formed of life stories of sultans, kings and emperors. It can be said that a similar understanding of historiography prevailed in the early periods of the Ottoman historiography because the initial works of history that were penned were those like Gazavatnâmes, which recounted the battles of some sultans or some raiders, or Tevârîh-i Âl-i Osman, which approached history from a dynasty-based point of view. Then, monographies Tarih-i Ebu’l Feth, Selimnames, Süleymannames that dealt with the reigns of classical period sultans such as Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, and Kanunî Sultan Süleyman Suleiman the Magnificent were written. Sometimes, it is even seen that works that dealt with a single campaign of one specific sultan were written. The official called vakanuvis who undertook the writing of the history of a dynasty was a also a civil servant. In this article, when the individual became the subject of history in the Ottoman historiography and what the causes of the factors that were effective in the formation of the previous tradition were will be investigated
Ottoman historiography elitism mediocrity chronicler individual
Modern dönem öncesinde dünyada tarih yazımında seçkinlerin tarihinin daha ön planda olduğu görülmektedir. Buna göre dünya tarihi kahramanların, padişahların, kralların, imparatorların hayat hikâyelerinden oluşmalıdır. Osmanlı tarih yazıcılığının ilk dönemlerinde de benzer bir tarih yazım anlayışının hâkim olduğu söylenebilir. Zira ilk yazılan tarih eserleri, bazı padişahların veya akıncı beylerinin gazalarını anlatan Gazavatnâmeler ya da hanedan odaklı bir bakış açısıyla tarihe yaklaşan Tevârîh-i Âl-i Osman’lardır. Ardından Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman gibi klasik dönem padişahlarının dönemlerini konu edinen monografiler Tarih-i Ebu’l Feth, Selimnameler, Süleymannameler yazılmıştır. Ya da daha da özelde bir padişahın sadece bir seferinin hikâye edildiği eserlerin kaleme alındığı görülmektedir. Hanedanın tarihini yazan vakanüvis unvanlı görevli de bir devlet memurudur. Bu çalışmada genel olarak Osmanlı tarih yazıcılığında bireyin ne zaman tarihin konusu haline geldiği ve daha önceki geleneğin oluşumunda etkili olan amillerin nedenleri üzerinde durulacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 43 |