Öz
Omuz eklemi stabilizatörlerinden olan rotator manşet (RM)' in yırtıkları omuz patolojilerinin en önemli nedenlerinden biridir. Konservatif tedaviden fayda göremeyen hastalara genellikle cerrahi tedavi gerekmektedir ve genelde artroskopik tamir tercih edilir. RM onarımı sonrası yeniden yırtılma en sık karşılaşılan komplikasyonlardandır. Çalışmamızın amacı; rotator manşet yeniden yırtılmanın preoperatif kas atrofisi ile olan ilişkisini incelemek ve yeniden yırtılma oluşumunu tahmin etmenin mümkün olup olmadığını değerlendirmektir. Medium (1-3 cm) boyutunda tam kat rotator manşet yırtıkları nedeni ile artroskopik tamir yapılan, en az 1 yıllık takipte olan 87 hasta değerlendirildi. Hastaların yaş, cinsiyet, etkilenen taraf, diabetes mellitus, hipertansiyon, hiperlipidemi ve sigara kullanımı gibi demografik verileri toplandı. Tamir yöntemi (tek sıra ve çift sıra) kaydedildi. Preoperatif ve son kontrolde Constant Murley Shoulder Score ve Oxford Shoulder Score kullanıldı. Postoperatif 1. yılda rotator manşette iyileşme ve yeniden yırtılma açısından Ultrasonografi (USG) ile değerlendirildi. Hastaların, preoperatif çekilen Manyetik Rezonans (MR) görüntülerinden modifiye tanjant derecelendirme yöntemi ile supraspinatus (SS) atrofileri sınıflandırıldı. USG' de 19 (21,8%) hastada yeniden yırtılma, 68 'inde (78,2%) iyileşme saptandı. Hastaların preoperatif çekilen MR' larında; 48 (55,2%) hasta 1. derece, 29 (33,3%) hasta 2. derece ve 10 (11,5%) hasta 3. derece SS kas atrofisi olduğu saptandı. Preoperatif MR' da yeniden yırtılma olanların sağlam olanlara göre dereceleri daha yüksek saptandı (p<0.001). Hastaların preoperatif MR derecesine göre yeniden yırtılma açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardı (p<0.001). MRI 3. derece olanların tamamında tekrar yırtılma yaşanırken 2. derece olanların % 24,1' inde, 1. derece olanların ise % 4,2' sinde yeniden yırtılma oluşmuştur. En çok yırtılma oranı 3. derece, en az 1. derece olgularda görülmüştür. Rotator manşet yeniden yırtılma açısından; SS kas atrofisinin risk faktörü olduğunu, derecesi arttıkça olma ihtimalinin arttığını ve preoperatif tahmin edilebileceğini söyleyebiliriz. Bu durum hastaya en uygun tedavinin belirlenmesinde ve postoperatif dönemde prognozu belirlemek açısından yol gösterici olacağı kanaatindeyiz.