Objective: The current
study was conducted in order to reveal the epidemiologic, biochemical and
virologic properties of the HEV cases particularly in patients with HDV
infection. We also analysed the impact of HDV infection on HEV seroprevalence
in Van region of eastern part of Turkey where the both diseases are still
endemic.
Material and
Methods: 198 individuals
that admitted to a tertiary hospital in the period of between May 2015 and May
2018 were retrospectively examined. Epidemiologic data, results of the
biochemical, serologic and virologic tests were recorded.
Results:Our analysis
proved higher seroprevalence both of Anti HEV Ig G and anti HEV Ig M in most
patients hospitalised with chronic HDV infection than in patients with chronic
HBV infection (77% versus 44%; p=0.001 and 23% versus 6%; p=0.003,
respectively). We also noticed that there were higher levels of AST (49±34
versus 26±12 U/L; p=0.005) and ALT (45±27 versus 28±15 U/L; p=0.001) and lower
levels of platelet (159.000±91.000 versus 223.000±69.000 /mm3; p<0.001)
and serum albumin (3.8±0.8 versus 4.2±0.3 mg/dl.; p<0.001) in chronic HDV
patients than in chronic hepatitis B patients.
Conclusion: Presence of
HDV infection is a major risk factor for spreading HEV infection because of
same environmental conditions. We conclude that patients with HDV infection
have a considerable role in the transmission of the disease due to impaired
liver condition. Additionally, delta hepatitis remains a serious health concern
particularly in patients older than 45 years. Larger case series are needed to
accurately guide in the success of the disease treatment.
Amaç: Bu çalışmanın amacı özellikle HDV ile enfekte hastalarda HEV
enfeksiyonunun epidemiyolojik, biyokimyasal ve virolojik özelliklerini açığa çıkarmaktır.
Ayrıca HDV enfeksiyonunun HEV seroprevalansı üzerine etkisini, her iki
hastalığında endemik olduğu Van ilinde araştırdık.
Materyal ve Metod:2015 Mayıs ve
2018 Mayıs ayları arasında 3.basamak hastanemize başvuran 198 vakaretrospektif
olarak incelendi. Epidemiyolojik veriler, biyokimyasal, serolojik ve virolojik
testlerin sonuçları kaydedildi.
Bulgular: Araştırmamızda kronik HDV enfeksiyonlu hastalarda kronik HBV
enfeksiyonlulara göre hem anti-HEV IgG hem de anti-HEV IgM düzeyleri daha yüksekti(sırasıyla
%77’ye karşı %44, p=0,001 ve %23’e karşı %6, p=0,003). Ayrıca Kronik HDV
enfeksiyonlu hastalarda kronik HBV enfeksiyonlulara göre daha yüksek AST (49±34’e karşı 26±12 U/L, p=0,005) ve ALT
(45±27’ye karşı 28±15, p=0,001) seviyeleri ile daha düşük trombosit
(159000±91000’e karşı 223000±69000/mm3, p<0,001) ve serum albumin
(3,8±0,8’e karşı 4,2±0,3 mg/dl, p<0,001) seviyeleri gözlemlendi.
Sonuç: Aynı çevresel koşullardan ötürü HDV
enfeksiyonunun bulunuşu HEV enfeksiyonu yayılımı için major bir risk faktörüdür.
Biz bozulmuş karaciğer durumuna bağlı olarak hastalığın yayılımında HDV
enfeksiyonlu hastaların hatrı sayılır bir rolü olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Ek
olarak delta hepatiti özellikle 45 yaş üstü hastalarda önemli bir halk sağlığı
problemi olarak devam etmektedir. Hastalığın tedavi başarısına yön vermesi için
daha geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research article |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2020 |
Submission Date | October 27, 2018 |
Acceptance Date | August 26, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 5 Issue: 1 |