Objective: Brain death can be defined as the irreversible loss of brain functions. It is evident that a delay occurred in the diagnosis of brain death will result in the loss of many cadaveric organs and thus, the number of patients waiting for organ transplantation will increase. Despite there being many studies in the literature about the diagnosis and difficulties of brain death, family interviews, and organ donation, the studies regarding the effects of the regulation change in Turkey on organ donation are limited. The present study includes 10-year retrospective data and it has been conducted to offer an insight to the scientists about the diagnosis of brain death and organ donation.
Method: The study was conducted by using data obtained from the examination of the retrospective files of patients diagnosed with brain death between 2011 and 2021 at Pamukkale University, Faculty of Medicine after obtaining the approval of the ethics committee.
Results: After the study was initiated, the files of 71 patients diagnosed with brain death between 2011 and 2021, were accessed. Due to the missing information in the files of 4 patients, these patients were excluded from the study. Of 67 patients with registered brain death, 36 were male (53.7%) and 31 were female (46.2%). The age average was 49.07. When the treatment units of these patients were evaluated, 50 patients (74.6%) diagnosed with brain death were treated at the neurosurgery intensive care unit, 7 (10.4%) at the neurology intensive care unit, 6 (9%) at the anesthesia intensive care unit, and 4 (6%) at the cardiovascular surgery intensive care unit.
Conclusions: The study concluded that the importance of the diagnosis duration of brain death and the number of specialists who diagnosed brain death in the previous years may have affected this process. It is clear that the formal process, which changed after 2014, showed an acceleration in diagnosis. The importance of the interviews with family members besides the brain death diagnosis has emerged as a result of the study.
Amaç: Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz kaybı olarak tanımlanabilir. Beyin ölümü tanısında yaşanacak bir gecikmenin birçok kadavra organının kaybına yol açacağı ve dolayısıyla organ nakli bekleyen hasta sayısının artacağı açıktır. Literatürde beyin ölümü tanı ve güçlükleri, aile görüşmeleri ve organ bağışı ile ilgili çok sayıda çalışma olmasına rağmen, Türkiye'deki mevzuat değişikliğinin organ bağışına etkilerine ilişkin çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışma 10 yıllık retrospektif verileri içermekte olup, beyin ölümü tanısı ve organ bağışı konusunda bilim insanlarına ışık tutmak amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Çalışma, etik kurul onayı alındıktan sonra Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 2011-2021 yılları arasında beyin ölümü tanısı alan hastaların retrospektif dosyalarının incelenmesi sonucu elde edilen veriler kullanılarak yapıldı.
Bulgular: Çalışma başlatıldıktan sonra 2011-2021 yılları arasında beyin ölümü tanısı alan 71 hastanın dosyalarına ulaşıldı. 4 hastanın dosyasında eksik bilgi olması nedeniyle bu hastalar çalışma dışı bırakıldı. Kayıtlı beyin ölümü olan 67 hastanın 36'sı erkek (%53,7), 31'i kadındı (%46,2). Yaş ortalaması 49.07 idi. Bu hastaların tedavi üniteleri değerlendirildiğinde beyin ölümü tanılı 50 (%74,6) hasta beyin cerrahisi yoğun bakım ünitesinde, 7 (%10,4) hasta nöroloji yoğun bakım ünitesinde, 6 (%9) hasta anestezi yoğun bakım ünitesinde ve 4 (%6) hasta da kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesinde idi.
Sonuç: Çalışma, beyin ölümü tanı süresinin öneminin ve önceki yıllarda beyin ölümü tanısı koyan uzman sayısının bu süreci etkilemiş olabileceği sonucuna varmıştır. 2014 yılından sonra resmi prosedür değişiminin teşhiste hızlanma gösterdiği açıktır. Çalışma sonucunda aile bireyleri ile yapılan görüşmelerin önemi de ortaya çıkmıştır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Anaesthesiology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 5, 2023 |
Submission Date | January 12, 2023 |
Acceptance Date | February 9, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 16 Issue: 2 |