Yunus Emre, bir mutasavvıf olarak klasik Türk edebiyatının kuruluş döneminden hemen önce varlık göstermiştir. Yunus Emre’nin dili muhataplarınca benzersiz olarak nitelendirilmektedir. Onun benzersiz şiir dili Yunus’un yaratılıştan getirdiği şâirliği ile dilin inceliklerini iyi bilip kullanmasının eseridir. Bunun yanında Yunus Emre’nin temsilcisi olduğu tasavvuf felsefesi, şâirin dil dünyasını da şekillendirmiştir. Türk tasavvuf edebiyatı ve bu edebiyatın mutasavvıf kişilikleri, her dönemde hem biyografileriyle hem de eserleriyle dikkat çekmişlerdir. Türk tasavvuf geleneği “Nefsini bilen Rabbini bilir!” temel ilkesi üzerine kuruludur. Gizli bir hazine olan yaratıcı, bilinmeyi istemiş ve âlemi-âdemi yaratmıştır. Buradan itibaren ruh sahibi insanoğlu için kopup geldiği parçayı arama gayreti, büyük bir hikmetli arayışa dönmüştür. Böyle girift bir arayışın şiir vasıtasıyla dile getirilmesinde ise kelimelerin rolü büyük önem taşır. Çünkü hem edebiyat araştırıcısı hem de amatör okuyucular ister istemez şâirin kullandığı kelime üzerinden onun duygu dünyasına girmeye çalışırlar. Baştan sona kadar istiareler ve metaforlarla örülü bu edebiyatın ediplerinin aslında ne anlatmak istedikleri üzerine çok fazla inceleme yapılmıştır. Bu sembol diliyle örülü metinlerin çözümünde birincil öncelik kelime anlamlarının çözümü olmalıdır. Her ne kadar kelimelerin bir sözlük anlamı olsa da kelimeyi kullananın kastettiği anlam ve muhatabın kullanılan kelimeye yüklediği anlam farklı olabilir. Özellikle klasik Türk edebiyatı ediplerinin eserlerini verdikleri dönemde kullandıkları kelimelere yüklenilen anlamla edebiyat araştırmacısının yaşadığı dönemde aynı kelimeye verilen anlamın aynı olamayabileceği bilinmelidir. Bu makalede Yunus Emre Dîvânı’ndan hareketle şâirin dilindeki “kelâm, keleci ve söz” kelimelerinin anlam evreni incelenmeye çalışılmıştır.
Yunus Emre, as a Sufi, lived just before the establishment of classical Turkish literature. Yunus Emre's language is described as unique by his interlocutors. His unique poetic language is the result of Yunus's poetry and his knowledge and use of the subtleties of language. In addition, the world view of the Sufi philosophy represented by Yunus Emre also shaped the poet's language world. Turkish Sufi literature and the Sufi identity holders of this literature have attracted attention both with their biographies and their works in every period. Turkish Sufi tradition is based on the basic principle of ‘He who knows his own soul knows his Lord!’. The Creator, who is a hidden treasure, wanted to be known and created the universe and Adam. From this point onwards, the endeavour to search for the piece from which the human being, who has a soul, has turned into a great wise quest. The role of words in expressing such an intricate quest through poetry is of great importance. Because both literary researchers and amateur readers inevitably try to enter the poet's world of emotion through the words he uses. There have been many analyses on what the poets of this literature, which is woven with allusions and metaphors from beginning to end, actually wanted to tell. The first priority in analysing these symbolic texts should be the solution of word meanings. Although words have a dictionary meaning, the meaning intended by the user of the word and the meaning attributed to the word by the interlocutor may be different. In particular, it should be known that the meaning attributed to the words used by the authors of classical Turkish literature in the period when they wrote their works and the meaning given to the same word in the period when the literary researcher lived may not be the same. In this article, the universe of meaning of the words ‘kelâm, keleci and söz’ in the poet's language has been tried to be analysed based on Divan of Yunus Emre.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Language Studies (Other), Sufism |
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Early Pub Date | December 27, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | October 22, 2024 |
Acceptance Date | November 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 2 |