Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan 11 Eylül terörist saldırıları batıdaki korku kaynağını kökünden değiştirdi ve batılı istihbarat servisleri doğu ülkelerine karşı yürüttükleri aktiviteleri meşrulaştırmaya yardım edecek bir düşman bulmuş oldular. Bu bağlamda, John Le Carré’nin Aranan Adam romanı Soğuk Savaş sonrası döneme ışık tutmaktadır. İstanbul’da hapisten firar etmiş ve Avrupa’da tıp okuma hayalleri olan romanın başkarakteri Çeçen asıllı Müslüman İsa, batılı istihbarat servisleri arasında büyük bir mücadeleye sebep olur. Sonuç olarak, bu makalenin amacı, romandan verilecek alıntılar ışığında istihbarat servislerinin aktivitelerine yoğunlaşarak İslamofobi ve 11 Eylül sonrası sendromunu incelemektir.
9/11 terrorist attacks in the USA have completely changed the core of fear in the west and the western intelligence services have found their new enemy that will help them to legalize their activities against Eastern countries. In this context, John Le Carré’s novel, A Most Wanted Man gives a clear portrait of the Post-Cold War world. The protagonist, Issa, is a Muslim Chechen prisoner who flees from jail in Istanbul and wishes to study medicine in Europe has caused a war among western intelligence services. Therefore, this paper aims to analyse Islamophobia and Post 9/11 syndrome by focusing on the activities of intelligence services through specific examples quoted from the novel.
Other ID | JA47VM79YM |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 25 |