Albert Camus s’intéresse au mythe. Il tient à exprimer par des symboles, structurer son texte par une tension oppositionnelle.
Il entretient avec cet imaginaire collectif pour en restituer un nouvel humanisme. La raison de cet engouement doit être
certes recherchée dans l’air de son temps, dans ce siècle du mal. Les thèmes constants qu’il aborde semblent se rapporter
à ce problème du mal à l’essence parfaitement mythique. Besoin d’une explication raisonnable, volonté du bonheur, quête
de l’immortalité -celle-ci est niée- restent parmi les plus descriptives pour relater la condition humaine dans ce qu’elle a
de mythique. Une oeuvre qui pivote donc autour d’un désir éperdu de vivre, signe d’amour et d’harmonie universels, et un
acharnement pour le sang de l’homme, signe de rupture totale, du malheur et de la déception de ce dernier. Dans l’éthique
de la quantité que Camus définit et prône dans Le Mythe de Sisyphe et celle de la qualité dans L’Homme révolté, il est possible
de voir ce décalage entre l’absurde et la révolte à l’instar d’un Prométhée ou d’un Sisyphe. De plus, le côté mythique de son
oeuvre devient plus nuancé dans ce qu’elle se réfère au tragique de la condition humaine, de ce désespoir de l’homme dans
un monde « dépourvu du sens ». A voir que les mots « absurde » et « monde », et « révolté » varient suivant les contextes, et
à se rendre compte d’une pensée qui circule sous divers modes d’expression, on saisit mieux à quels points l’oeuvre de Camus
est lyrique, mythique, métaphysique, historique, morale ou tragique. Cet article a pour objectif d’analyser la relation de la
pensée et de l’oeuvre de Camus avec les mythologies.
Albert Camus mitolojiyle yakından ilgilenir. Simgeler yoluyla anlatmayı, metni karşıtlıklar içeren bir gerilimle biçimlendirmeyi
ister. Ortak düşselden yeni bir insan anlayışı ortaya koyar. Camus’nün mitolojiye olan bu ilgisinin nedeninin aranacağı yer
şüphesiz kötülükler yüzyılı olarak bildiğimiz yaşadığı çağdır. İşlemeye çalıştığı izlekler özü itibariyle tamamen mitolojik olan bu
kötülük sorunuyla ilişkilidir. Akılcı bir açıklamanın yokluğunda, mutluluk istenci, ölümsüzlük arayışı insanlık durumunun içerdiği
mitolojik boyutu anlatmada en betimleyici olanlarıdır. Durum böyle olunca da yapıt evrensel aşkın ve uyumun simgesi olarak
taşkın bir yaşama arzusu ile bu arzudan keskin bir kopuşun ve mutsuzluğun işareti olarak insan kanına susamışlık arasında
gidip gelir. Prometheus ve Sisifos örneklerinde görülen uyumsuz ile başkaldırı arasındaki bu hassas denge en iyi Camus’nün
Sisyphos Söyleni’nde tanımladığı ve övdüğü nicelik ahlakı ile Başkaldıran İnsan’da ortaya koyduğu nitelik ahlakında kendisini
hissettir. Öte yandan Camus yapıtının mitolojik yönü, konu insan trajiği, anlamdan yoksun bir dünyada insanın umutsuzluğu
ile birlikte ele alındığında daha derin anlamlarla tanışır. « Uyumsuz », « dünya », « başkaldırı » kavramlarının anlamı bağlama
göre değişir. Camus düşüncesini devamlı şekilde farklı ifade biçimleriyle dile getirmekten yanadır. Bu da yapıtın lirik, mitolojik,
metafizik, tarihsel, ahlakçı ya da trajik boyutunu işaret etmektedir. Bu yazı Albert Camus’nün yapıtı ve düşüncesinin mitoloji ile
olan ilişkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Primary Language | French |
---|---|
Subjects | French Language, Literature and Culture |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2017 |
Acceptance Date | November 22, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 29 |