The language used by female authors is unfortunately masculine. It results from the fact that everything in our literary history
took shape in an atmosphere, where masculine thought prevailed and women’s language was rejected. Our female writers
restrict neither their body, nor their language when writing. By writing in a brand new language, they do not let a pre-defined
theory prevent the creativity of their own language. They flourish in the language they create, fly in the setting of the words
they create, and let fly the literary product of their fiction along with their readers. The aim of this research, where we will
take a microscopic look at the “women’s writing”, created under the influence of translation with selected examples from
various female writers and researchers, is to reveal the transformational power of translation. As Filiz Bingölçe stated, even
though it belongs to a group, slang is multilingual. It takes its share of all the languages it comes into contact. With examples
from the Women’s Dictionary of Slang, we will make an effort to demonstrate that women created a special language among
themselves. (...) Once, Chinese women created a language called Nushu, of which men did not even understand a word, by
creating a completely different Chinese alphabet out of zigzag lines at a time when encoded speech was punishable by death.
(...) A special language set up against the merciless male-dominant culture of China, in which women were used only as sexual
commodities and were despised back in the Confucian era (Sema Kaygusuz, Kafa Magazine, p.8).
Women’s literature masculine literary language female slang women’s lamentations women’s anecdotes NU Shu language
Kadın yazarın kullandığı dil maalesef eril bir dildir. Çünkü yazın tarihimizde her şey eril düşüncenin hakim olduğu ve kadın
dilinin reddedildiği bir ortamda oluşmuştur. Kadın yazarlarımız yazarken ne bedenini, ne de dilini kısıtlar. yepyeni bir dille
yazarak önceden tanımlanmış bir kuramın kendi dilinin yaratıcılığını engellemesine izin vermezler. Kendi oluşturduğu dil içinde
coşar, yarattığı sözcüklerin ortamı içinde uçar ve kurguladığı yazın ürününü okurla birlikte de uçurur. Çeşitli kadın yazar ve
araştırmacılardan seçeceğimiz örneklerle çevirinin etkisiyle yaratılan “kadın yazını” mikroskobik bir incelemeğe alacağımız
bu araştırmada amacımız çevirinin dönüştürme gücünü ortaya çıkarmak olacaktır. Filiz Bingölçe’nin söylediği gibi, bir gruba
ait olsa da argo çok dillidir. Temas ettiği bütün dillerden pay alır. Kadın Argosu Sözlüğünden alacağımız örneklerle kadınların
kendi aralarında özel bir dil oluşturduklarını ortaya koymaya çalışacağız.. (…) Çinlikadınlar vaktiyle erkeklerin tek kelimesini
anlamadığı NU Şu adlı bir dil yaratmışlar. Şifreli konuşmanın ölümle cezalandırıldığı bir dönemde zikzaklı çizgilerden oluşan
bambaşka bir Çin alfabesi oluşturarak. (…) Kadınların sadece cinsel bir meta olarak kullanıldığı, kızların hor görüldüğü ta
Konfüçyus çağında Çin’in kıyıcı erkek egemen kültürüne karı örgütlenen özel bir dil.(Kaygusuz, Kafa Dergisi, s.8)
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | French Language, Literature and Culture |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2017 |
Acceptance Date | September 14, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 29 |