The limbic brain appears to be the source of basic emotions and urges. In contrast the neocortex gives humans the ability to think in abstract and symbolic terms and to use language. Emotions by neural projections from the limbic system to neocortex influence all aspect of cognition, from perception to rational decision making. Although the cases whose intellectual and motor abilities appeared fully functional, decision making ability and emotional processing impaired together after a damage to the ventromedial prefrontal lobes suggest that the emotions had priority in the brain processing. The effectiveness of the psychotherapy is thought to be related to the left prefrontal cortex activity. The rational decisions are changing easily under the stressful moments and experiencing the same problems over and over again. This concept may explain why the couples under the stressful conditions may easily fall into radicalism, and decide that they are right but the others wrong. The specific kinds of conflict behaviors between couples like the criticism, contempt, defensiveness and stonewalling are correlated with the physical signs of the amygdala activation. For this reason, before the people to engage new forms of thought and behavior must notice and change the emotional processes. In the light of these concepts in addition the cognitive and behavioral approach, it would not be wrong to think that the therapy working with the emotional techniques will be more successful.
Temel duygu ve dürtülerin kaynağı limbik sistemin tersine neokorteks, insa-nın düşünme yeteneği, dil kullanımı, sembolik ve soyut düşünce becerilerinin kaynağını oluşturur. Limbik sistemden neokortekse uzanan yaygın nöral projeksiyonlar aracılığıyla duygular, algıdan akılcı karar vermeye kadar bilişlerin her yönünü etkiler. Entelektüel ve motor işlevleri korunmuş olmasına karşın karar verme becerileri ve duygusal işleyişin birlikte bozulduğu ventromedial prefrontal korteks hasarlı olgular, beynin işleyişinde duyguların öncelikli rolü olduğunu düşündürmüştür. Psikoterapi etkinliğinin sol prefrontal korteks işleyişiyle yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir. Mantıksal düzeyde alınan kararlar stresli anlarda kolaylıkla değişmekte ve aynı sorunlar tekrar tekrar yaşanmaktadır. Çiftlerin stresli oldukları zamanlarda neden kendi bakış açılarında radikalleştikleri, kendilerini haklı, karşılarındakini haksız görme eğiliminde olduklarını bu durum açıklayabilir. Eşler arasında yaşanan eleştiri, küçük görme, savunuculuk ve donup kalma gibi özgül çatış-ma davranışları, amigdala aktivasyonuyla ilişkili fiziksel belirtilerle korelasyon göstermektedir. Bu nedenle kişilerin yeni düşünce ve davranış şekillerini uygulamadan önce duygusal süreçlerini fark etmeleri ve değiştirebilmeleri gerekir. Bu kavramlar ışığında bilişsel, davranışsal yaklaşımın yanında duygularla çalışan bir terapi tekniğinin daha başarılı sonuçlanacağını düşünmek yanlış görünmemektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 4 Issue: 4 |
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License. |