Premenstrual syndrome is a frequently encountered psychological and physiological disorder in adolescents between 15 and 18 years of age. The aim of this study is to analyze the relationship of premenstrual syndrome with quality of life, level of anger and depression. One hundred fifty-six female high school students were recruited for the study. All completed sociodemographic form, Premenstrual Syndrome Scale, Beck Depression Inventory, Quality of Life Scale for Children (Adolescent Form) and The State-Trait Anger Expression Inventory. Results indicated that whilst the severity of premenstrual syndrome increases, depression and level of anger significantly increase, however, quality of life decreases. The partial mediation effect of depression and anger on the relationship between quality of life and premenstrual syndrome were found to be significant when examined separately. Moreover, anger had a significant partial mediation effect on the relationship between depression and premenstrual syndrome. In conclusion, in the treatment of individuals with premenstrual syndrome, the dimensions of depression, anger and quality of life should be controlled first and the relationships between these variables should not be ignored.
Premenstrüel sendrom, 15-18 yaşlar arasındaki genç kızların sıklıkla karşılaştığı psikolojik ve fizyolojik bir rahatsızlıktır. Bu çalışmanın amacı premenstrüel sendromun yaşam kalitesi, öfke ve depresyon düzeyi ile ilişkisinin araştırılmasıdır. 156 kız lise öğrencisinin katılımı ile mevcut okul ortamında yapılan araştırmada, Sosyodemografik Form, Premenstrüel Sendromu Ölçeği, Beck Depresyon Envanteri, Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışmanın bulgularına göre premenstrüel sendromu düzeyi arttıkça, depresyon ve öfke düzeyi anlamlı olarak artmakta ancak yaşam kalitesi düşmektedir. Ayrıca yaşam kalitesi ve premenstrüel sendromu arasındaki ilişki depresyonun ve öfkenin kısmi aracı etkisi ayrı ayrı değerlendirildiğinde anlamlı bulunmuştur. Depresyon ile premenstrüel sendromu bağıntısında öfkenin bağıntı üzerinde anlamlı bir kısmi aracı etkisi olduğu görülmüştür. Sonuç olarak premenstrüel sendromu olan bireylerin tedavisinde, öncelikle depresyon, öfke ve yaşam kalitesi boyutlarının kontrol edilmesi ve söz konusu değişkenler arası ilişkiler gözardı edilmemelidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Psychiatry |
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2019 |
Acceptance Date | April 5, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 11 Number: Supplement 1 (Research Issue) |