Yalan söyleme eylemi, bireylerin davranışlarının altında yatan bilişsel ve sosyal etkenlerle şekillenen, toplum içinde önemli sosyal sonuçları olan, çok boyutlu ve karmaşık bir sorun olarak değerlendirilir. Bireyin yalan söylemesi, kişisel çıkar elde etme, toplumsal kabul görme arzusu, sosyal ilişkileri sürdürme isteği gibi faktörlerle tetiklenebileceği gibi, psikolojik ve psikopatolojik temellere de dayanabilir. Dijital teknolojilerin hızlı gelişimi ve sosyal medya platformlarının yaygınlaşması ile birlikte, bireylerin sanal ortamda var olma çabası, kendilerini daha cazip veya ilginç göstermek adına doğruyu saptırma eğilimlerini arttırmıştır. Sosyal medya, kişilerin diğer kullanıcılarla sürekli bir etkileşim halinde bulunmasına olanak tanırken, aynı zamanda bu ortamda “sosyal rekabet” olarak adlandırılabilecek bir yarış havası yaratmaktadır. Bu durum, kişilerin kendilerini olduğundan farklı gösterme, başarılarını veya yaşam koşullarını abartma gibi davranışları tetiklemekte ve bu platformlarda yalan söylemenin kolaylaşmasına yol açmaktadır. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda yalan söyleme eğiliminin artması, bireylerin ruh sağlığını ve psikolojik durumlarını da etkileyebilmektedir. Kişilerin çevrimiçi kimlikleri ile gerçek hayattaki benlikleri arasındaki uyumsuzluk arttıkça, bireylerde depresyon, kaygı bozuklukları ve hatta narsisistik eğilimlerin gelişebileceği görülmektedir. Böylelikle, dijital platformlarda yalan söylemenin yaygınlaşması, yalnızca bireysel bir sorun olarak kalmamakta, aynı zamanda toplumun ruh sağlığı açısından da riskler taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, sosyal medya bağımlılığı ve yalan söyleme arasındaki ilişkiye dikkat çekmek ve mevcut literatürde yer alan bilimsel çalışmalar ışığında sosyal medya bağımlılığının bireylerde yalan söyleme eğilimini nasıl artırabileceğini tartışmaktır.
yok
yok
yok
yok
The act of lying is considered a multidimensional and complex problem that is shaped by cognitive and social factors underlying individuals' behaviors and has important social consequences in society. Lying may be triggered by factors such as personal gain, desire for social acceptance, desire to maintain social relations, or it may be based on psychological and psychopathological foundations. With the rapid development of digital technologies and the widespread use of social media platforms, individuals' efforts to exist in the virtual environment have increased their tendency to distort the truth in order to make themselves more attractive or interesting. While social media allows individuals to interact with other users continuously, it also creates an atmosphere of competition that can be called “social competition” in this environment. This situation triggers behaviors such as making themselves look different than they are, exaggerating their achievements or living conditions, and makes it easier to lie on these platforms. The increasing tendency to lie in social media posts can also affect individuals' mental health and psychological states. As the dissonance between online identities and real-life selves increases, individuals may develop depression, anxiety disorders and even narcissistic tendencies. Thus, the proliferation of lying on digital platforms is not only an individual problem, but also carries risks for the mental health of society. The aim of this study is to draw attention to the relationship between social media addiction and lying and to discuss how social media addiction may increase the tendency to lie in individuals in the light of scientific studies in the existing literature.
yok
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Clinical Psychology |
Journal Section | Review |
Authors | |
Project Number | yok |
Publication Date | March 31, 2025 |
Submission Date | February 3, 2024 |
Acceptance Date | May 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 17 Issue: 1 |
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License. |