Interestingly, anybody would be shocked whether and how capitalism ideology managed to merge the human race at a point where both losers and winners come together on the perception of progress through a scale of past and present embedded in a position characterized by history and economics. We think capitalism has conquered future generations compared to underdeveloped nations by using its functionality of Western cunning rather than the reality of oppression and widespread occupation. Thus, the development of capitalism has become indebted to the historians and economists who bogged in science wholeheartedly. The most important point in the development period of capitalism for three centuries was the alliance of capitalism with science. Thus, capitalism managed to form the very essence of developed societies throughout history. We argue that capitalism disguised itself under the “one size fits all” motto when conquering underdeveloped or developing nations, presenting its ideals of “welfare”, “happiness”, and “utility” which served the exploitation of the whole world. In essence, the orientation for capitalism brought a deconstruction and metamorphosis for underdeveloped and developing nations. Speaking scientifically, on the other hand, capitalism draws a differentiated picture as if maximum efficiency would be achieved as such being “underdeveloped”, “poverty”, and depreciation would be reversed. Through a straight vision, patronage, and protection under the guise of colonialism and dependency will yield in non-existence unless following the path designed to follow. We aim to theoretically discuss the insincerity of capitalism and its very diffusion into societal culture and identity by offering an exit by proposing a countermeasure.
Kapitalist ideolojinin iktisat-tarih mevzilendirmesiyle aldığı mesafe “geçmiş” ve “şimdi” değerlendirmeleriyle kazananların ve kaybedenlerin ilerlemeye dayalı bir tarihsel çizgide nasıl buluştuğuna şaşırmaktadır. Kapitalizm zulüm ve işgal ile değil, garp kurnazlığı ile geri kalmış toplumlara karşılık gelecek kültür coğrafyalarını hakimiyeti altına almıştır. Nitekim kapitalizmin gelişme süreci, bilime dört elle sarılan bakış açısı ile tarihçi ve iktisatçılardan geldi. Son üç yüzyıllık kapitalizmin tarihsel gelişim süreci konulara ilişkin can alıcı noktanın kapitalizm-bilim ittifakında düğümlendiğini gösterdi. Tarihi ilerleyiş sürecinde akan zamanla birlikte kapitalizm, bu toplumları söz konusu ittifaka dayalı yapısıyla “bütünüyle” biçimlendirdi. Toplumsal yapıda her ülkenin farklılığı üzerine giydirilebilecek “ideal ve tek üniforma” olarak ortaya çıkan kapitalizm kendini geri kalmış ya da azgelişmiş ülkelere “refah”, “mutluluk” ve “fayda” ölçümleriyle tanıtarak yer edinmiş ittifak çatısı altında dâhiyane bir biçimde geliştirilen yaklaşımlarla dünyada sömürü hâkimiyeti sağlamıştır. Çünkü kapitalizme yönelim geri kalmış ve azgelişmiş toplumlar için, bir “yıkılış” ve “başkalaşma” sürecidir. Bilim tarafına kulak verilecek olursa, iletilmek istenen mesaj bu toplumlar için fevkalade bir etkinleşmedir; “geride kalmaya”, “fakirliğe” ve “aşağılanmaya” dayalı geleneksel var oluşun bilimsel ve endüstriyel destekle bir medeniyet hamlesine dönüşmesidir. Düz bakışla bu bir koruma ve himayedir ancak derin bir bakışla 3. dünyada girişilmiş bir sömürgeleştirme faaliyetidir. Bu makale, kapitalizmin ikiyüzlü işleyişini, toplumsal kültür ve kimliğe sirayet edişini ve bir çözüm önerisiyle karşı direniş noktasını tartışmayı amaçlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Business Administration |
Journal Section | Review Articles |
Authors | |
Publication Date | May 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 10 Issue: 1-Prof. Dr. Feyzullah EROĞLU Armağan Sayısı |
PIAR is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.