Collective mechanisms serve to effectively protect injured parties from mass harm situations and enable the associated claims to be settled once and for all. Different types of large-scale arbitration systems are used in different jurisdictions to settle mainly domestic disputes. In the United States, class arbitration is the most widely used type of collective arbitration mechanism. The jurisprudence of the US Supreme Court has been instrumental in the development of this system. For example, these mechanisms change the nature of arbitration in accordance with the jurisprudence of the Supreme Court. It can be stated that there are differences between collective arbitration mechanisms and traditional arbitration, which may pose certain problems, particularly regarding the enforceability of awards. In Europe, class actions are not appreciated although the European Union is trying to create collective redress mechanisms. As a result, two models of collective arbitration have been developed in Europe, which differ from class arbitration. Collective arbitration proceedings that may have the benefits of both arbitration and collective proceedings are still in the development phase and will most likely continue to be used for internal disputes.
The author received no financial support for this work.
Kolektif mekanizmalar, kitlesel boyutta zararların meydana geldiği durumlarda zarar görenlerin etkili bir biçimde korunmasını ve ortaya çıkan bütün uyuşmazlıkların bir seferde herkes için çözümlenmesini sağlar. Bu bağlamda tahkimde de yine böyle birçok tarafın mevcut olduğu durumlarda kolektif sistemler ortaya çıkmıştır. Çeşitli hukuk sistemleri daha çok yerel uyuşmazlıkları çözmek için farklı türdeki geniş kapsamlı tahkim sistemlerini kullanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, grup tahkimi en yaygın kullanılan kolektif tahkim mekanizması türüdür. ABD Yüksek Mahkemesinin içtihatı, bu sistemin geliştirilmesinde etkili olmuştur. İlk başlarda, Yüksek Mahkemenin grup tahkimi hakkındaki görüşü oldukça olumludur ve grup üyeleri lehinedir. Nitekim grup tahkiminin resmi olarak kabul görmesi de yine Yüksek Mahkeme’nin buna ilişkin ilk kararından sonra olmuştur. Fakat Yüksek Mahkeme’nin bu pozitif tutumu zamanla radikal bir değişime uğramış ve grup tahkimi sisteminin aleyhine dönmüştür. Örneğin Yüksek Mahkeme’nin kararına göre grup tahkimi, tahkimin yapısını değiştiren bir sistem olarak tanımlanmış ve bu da taraflar arasındaki sözleşmenin çok dar bir biçimde yorumlanabileceği anlamına gelmiştir. Böylelikle de grup tahkiminin uygulanma alanı oldukça daralmıştır. Kolektif tahkim mekanizmaları ile geleneksel tahkim arasında, özellikle de kararların tenfizi noktasında belirli sorunlar doğurabilecek farklılıklar olduğu söylenebilir. Avrupa’da, her ne kadar Avrupa Birliği kolektif yargılama mekanizmaları oluşturmaya çalışsa da grup davaları benimsenmemektedir. Sonuç olarak, Avrupa’da grup tahkiminden farklı olarak iki kolektif tahkim modeli geliştirilmiştir. Hem tahkim hem de kolektif yargılamanın avantajlarını bünyesinde barındırma imkanı olan toplu tahkim yargılamaları hala gelişme aşamasındadır ve büyük olasılıkla iç anlaşmazlıklar için kullanılmaya devam edecektir. Bununla birlikte, özellikle Yüksek Mahkeme’nin son kararlarından sonra, grup tahkimi sisteminin kapsamının yerel uyuşmazlıklar için bile çok daralacağı söylenebilir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2019 |
Submission Date | January 28, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |