The costs in international arbitration might be burdensome compared to the costs in litigation. The right to legal aid applies to almost none of the international arbitration proceedings. When an impecunious party fails to pay the advance on costs, it is very likely that the arbitrator(s) will suspend its work or even that may lead the relevant claims be considered as withdrawn. The problem emerges with the impecunious party which might be left without an arbitral forum and become deprived of its right to “access to justice” under Article 6 of the ECHR. The aim of this paper is to analyze how the balance between binding nature of arbitration agreement and impecunious party’s right to “access to justice” should be maintained in case of party impecuniosity in international arbitration. As a result of this analysis, it is worthwhile noting that mere proof of financial incapacity of a party failing to pay the costs of arbitration should not be sufficient to set aside an arbitration agreement in an international context. Exceptionally, the courts may allow continuation of court proceedings if the challenging party submits convincing evidence that the counterparty’s actions or behaviors have caused or largely contributed to its financial incapacity. The standard of proof to establish such link should be high, at least higher than prima facie standard exercised in review of enforceability of an arbitration agreement. The paper finally reviews alternative remedies that may promote access to arbitration.
International Arbitration Impecuniosity Economic Distress Right to Access to Justice Validity of Arbitration Agreement Third-Party Funding
The author declared that this study has received no financial support.
Milletlerarası tahkime ilişkin masraflar, mahkemelerde görülen davalara nazaran taraflar bakımından önemli ölçüde külfetli olabilmektedir. Neredeyse hiçbir milletlerarası tahkim davası bakımından adli yardım kurumu bulunmamaktadır. Ekonomik bakımdan müzayaka halinde bulunan tarafın tahkimdeki avans ödemelerini ifa edememesi halinde, yüksek ihtimalle hakem(ler) çalışmalarını askıya alabilir ve hatta ilgili talepler geri çekilmiş sayılabilir. Bu durumda, müzayaka halinde olan tarafın, tahkime ve dolayısıyla AİHS m.6 uyarınca “adalete erişim” hakkından mahrum kalması gündeme gelecektir. Bu çalışmada, bağlayıcı nitelikteki tahkim sözleşmesinin tenfizi ile müzayaka halindeki tarafın “adalete erişim” hakkının temini arasındaki dengenin ne şekilde sağlanabileceği hususu incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, milletlerarası tahkimde müzayaka halindeki tarafın tahkim masraflarını ödeyememe hali bakımından müzayaka halini ispat etmesinin, tahkim şartının geçersiz sayılması için tek başına yeterli sayılmaması gerektiği ortaya konulmuştur. İstisnai olarak, tahkim şartına itiraz eden tarafın müzayaka haline düşmesine, başlıca veya büyük ölçüde karşı tarafın davranış ve eylemlerinin sebep olduğunun ispatı halinde devlet yargılamasına devam edilebilmelidir. Tahkim şartının geçerliliğine itiraz eden tarafça tesis edilecek bu ilişkinin ispatında uygulanacak ispat derecesi -hiç değilse tahkim anlaşmasının geçerliliğinin incelenmesinde uygulanan prima facie standardından yüksek olacak şekilde- yüksek tutulmalıdır. Çalışmada son olarak, tahkime erişim imkanını kolaylaştırabilecek alternatif çözümler incelenmiştir. .
Milletlerarası Tahkim Müzayaka Hali Ekonomik Güçlük Adalete Erişim Hakkı Tahkim Anlaşmasının Geçerliliği Üçüncü Kişilerce Finansman
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | May 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 40 Issue: 1 |