Bu çalışma, sosyal
yapı içindeki kırılgan grupların afetlere karşı dirençli kılınmasını sağlamak
amacıyla mekânsal planlama ilkelerinin geliştirilmesi gereğini vurgulamaktadır.
Kentsel alanda demografik, ekonomik, kültürel ve benzeri nedenlerle heterojenlik
gösteren sosyal yapının afetlere karşı kırılganlık düzeyleri farklılaşmaktadır.
Yazında kırılgan gruplar, kentsel alandaki yer seçimlerine, bireylerin fiziki
koşullarına ve toplumsal yaşama katılma düzeylerine göre ayrışmaktadır. Kentsel
alanda yer seçimlerine göre kırılganlık gösteren grupların planlama disiplini
içinde risklerinin azaltılmasına yönelik genel ifadeler ve yaklaşımlar
bulunmakla birlikte, fiziki koşulları ve toplumsal uzaklaşma sorunu nedeniyle
kırılganlık gösteren gruplar için planlama ilkelerinin ve mekânsal kararların
somut olarak nasıl geliştirileceği konusu belirsizliğini korumaktadır. Bu
çalışma ile yaşlılar, çocuklar, özel tıbbi ihtiyacı olanlar ve engelli
bireylerin oluşturduğu fiziki koşulları nedeniyle kırılgan olan gruplar ile göçmenler,
turistler ve evsizler gibi toplumsal uzaklığı olan kırılgan grupların dikkate
alındığı genişletilmiş bir planlama çerçevesinin sunulması amaçlanmaktadır.
Çalışmada, özel gereksinim gösteren kırılgan grupların afet sonrasındaki
durumlarına yönelik olmaktan çok öncelikle söz konusu olan bireylerin ve/veya
kesimlerin afetten sakınımları konusunda geliştirilmesi gereken mekânsal
stratejiler üzerinde yoğunlaşılacaktır.
This study highlights the need to develop spatial planning principles in
order to increase the resilience of vulnerable groups within the social
structure. The social groups that show heterogeneity in the urban area due to
demographic, economic, cultural and similar reasons also differ in terms of
their vulnerability against disasters. In the literature, vulnerable groups show
disparities with respect to their location choices in urban areas, physical
conditions of individuals and their participation in social life. Although
planning discipline has general expressions and approaches for risk reduction
of the groups showing vulnerability based on their location choices, the issue
of developing concrete solutions in planning principles and spatial decisions
remains uncertain for groups that are vulnerable due to their physical
conditions and social divergence. Therefore, the aim of the study is to present
a holistic planning framework that takes into account the vulnerable groups
challenged by physical conditions such as elderly, children, those with special
medical needs and of the disabled individuals, and the groups confronting with
social distances such as migrants, tourists and homeless people. The focus of
the study is on spatial strategies concerning the disaster mitigation of the
vulnerable groups showing special needs, rather than dealing with the
post-disaster situations of the targeted individuals and groups.
disaster mitigation urban vulnerability spatial planning and disasters vulnerable social groups
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Acceptance Date | June 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |