Afet risk azaltma planlanması ve stratejilerinin
uygulanmasında halkın tümünün paydaş olarak yer aldığı yaklaşımların afete
dirençliliği geliştirmede başarılı olduğu bilinmektedir. Afete dirençlilik bakımından toplumun tüm
kesimlerinin görüşlerini sağlayan, bireylerin kapasitelerini geliştiren,
çözümün ve uygulamanın parçası haline gelmesini sağlayan katılımcı yaklaşımlar
öncelikli olmalıdır. Halbuki afet risk
azaltma süreçlerinde, sadece teknik uzmanların karar verdiği planlama yaklaşımı
hakimdir. Engelli veya özel gereksinimli
bireylerin zarargörebilirlikleri (kırılganlıkları) ve ihtiyaçlarından söz
edilmekte, fakat kapasite ve yetenekleri göz önüne alınmamaktadır. Temel hak ve özgürlükler bakımından bu
bireyler sosyal hayatın içinde olmak istemelerine rağmen, hem fiziksel hem de
sosyal engeller nedeniyle kırılganlıkları daha da artmaktadır. Başta aileler olmak üzere tüm toplum özel
gereksinimli bireylerin kapasiteleri ve yapabilecekleri konusunda
bilinçlenmelidir. Özel gereksinimli
bireylerin sosyal yaşama dahil olması, görünür hale gelmesi, meslek
edinmesi, afete hazırlık kapasitelerinin geliştirilmesi, farkındalığının
arttırılması ve katılımcı planlama yaklaşımı kullanarak duyarlı afet risk
yönetiminin geliştirilmesi toplumsal dirençlilik sağlanacaktır. Bu bağlamda, duyarlı ulusal afet risk azaltma
stratejilerinin geliştirilebilmesi için çoklu-özel gereksinimlilik verisinin
oluşturulması ve konuda araştırma çalışmalarının da desteklenmesi önemlidir.
afet risk azaltma çoklu-gereksinimlilik dirençlilik kapasite katılımcı planlama zarargörebilirlik
It is known
that approaches that involve all stakeholders in disaster risk reduction
planning and implementation of strategies are successful in developing disaster
resilience. Participatory approaches
that provide the views of all segments of the society, improve the capacities
of individuals, and become part of the solution and implementation should be a
priority. However, disaster planning mitigation processes are predominantly
based on the planning approach decided by technical experts. The vulnerability
and needs of individuals with disabilities or special needs are addressed, but
their capacity and capabilities are not considered. Although these individuals
want to be in social life in terms of fundamental rights and freedoms, their
vulnerability increases even more due to both physical and social barriers. The
whole society, especially the families, should be made aware of the capacities
and capabilities of individuals with special needs. Social resilience will be
ensured by involving individuals with special needs, making them visible,
acquiring a profession, developing disaster preparedness capacities, raising
awareness and developing sensitive disaster risk management by using
participatory planning approach. In this context, in order to develop sensitive
national disaster risk mitigation strategies, it is important to create
multi-special needs data and to support
research studies on the assessment.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Acceptance Date | June 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |