Bu çalışma ile, afetlerin hemen sonrasında acil durum
koşullarında hanehalklarının afet bölgesinde kalma veya alanı terk etme
kararlarının kentsel dirençliliğin inşasında önemli bir unsur olarak
görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, afete maruz yerleşimlerde yaşayanların afetin
hemen sonrasında yer seçim kararlarını ve beklentilerini irdeleyerek kentsel
dirençlilik üzerine bir tartışma yürütmektir. Çalışma, 1999 Depremi’nin
etkilerinin yoğun olarak görüldüğü Değirmendere kenti örneğinde afeti yaşamış
hanehalklarını temel almaktadır. Çalışmada, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir
ve Bölge Planlama Bölümü 1999-2000 ders yılı 2. sınıf Planlama Stüdyosu’nda
yürütülmüş olan Değirmendere Planlama Projesi kapsamında gerçekleştirilmiş
hanehalkı anketlerinden yararlanılmıştır. Depremin hemen ardından Ekim 1999
tarihinde çadırkentlerde ve yerleşik konut alanlarında yaşayan toplam 490
hanehalkına uygulanan anket çalışması stüdyo projelerinin bir parçası olarak
saha araştırması yoluyla elde edilmiştir. Anketlerde afete maruz kalmış nüfusun
genel demografik niteliklerinin yanı sıra hasar düzeyi, alınan yardım türü ve
taşınma istekleri sorgulanmış, yanıtların betimsel istatistikleri
çıkarılmıştır; ancak çalışmanın yapıldığı dönemin koşulları göz önüne
alındığında afetzedelerin anket sorularının tamamını yanıtlayamadığı
görülmektedir. Nüfusun yaklaşık % 10’luk büyüklüğüne ulaşan bir örneklemde
uygulanan anket çalışmalarında tespit edilen afet bölgesini afetin hemen
sonrasının koşullarında bile terk etmeme isteği, alanın yeniden inşası için en
önemli itici güç olarak görülmelidir. Çalışma ile, afetin yarattığı psikolojik
sarsıntılara karşın, afet sonrasında deprem bölgesinde oluşan “aidiyet
duygusunun” güçlülüğü kentsel dirençliliğin inşasına katkı koyacak biçimde
politikaları şekillendirebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Decisions of households on staying or leaving the
disaster-stricken area in the immediate aftermath of a disaster are seen as an
important factor in the construction of urban resilience. The aim of this study
is to discuss the urban resilience by examining the decisions and expectations
of the households residing in the disaster-prone settlements just after the
stressor. The study considers the households suffered from the 1999 Earthquake
in the case of Değirmendere where the effects of the disaster were experienced
intensely. This study were used the
household surveys conducted within the scope of Değirmendere Planning Project
carried out in the second year Planning Studio of Middle East Technical
University, Department of City and Regional Planning in 1999-2000 academic
year. The questionnaire survey was
obtained through field research as part of studio projects conducted for 490
households living in tent-dwelling and residential areas in October 1999,
immediately after the earthquake. In the questionnaires, besides the general
demographic characteristics of the population exposed to disaster, the level of
damage, the type of aid received and their intents to relocation were examined,
and descriptive statistics of these responses were obtained; however,
considering the conditions of the period in which the study was conducted, it
was seen that the victims were not able to answer all the questions. The desire
to not leave the disaster area even under the conditions of the disaster that
was determined in the surveys carried out in a sample reaching approximately
10% of the population should be seen as the most important motivation for the
reconstruction of the area. The study concluded that despite the psychological
traumas caused by the disaster, the strength of the “sense of belonging”
occurred in the earthquake zone after the disaster could shape the policies to
contribute to the construction of urban resilience.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Acceptance Date | December 19, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |