The August 9, 1912 Mürefte-Şarköy earthquake (MS 7.4) occurred along the North Anatolian Fault Zone (NAFZ). The recent earth science studies have revealed that the earthquake fault rupture comprises not only the Ganos Fault Segment as previously believed but also extended to Central Basin of the Marmara Sea. In the present study, the effects of the earthquake have been compiled from studies of Sadi (1912), Ambraseys and Finkel (1987) and report of Qaimakam of Mürefte town as well. The reported effects by means of damaged buildings, loss of life and injured people have been compared. Though these sources indicated different numbers, it has been concluded that they agreed on the fact that Mürefte and Şarköy towns were the most heavily effected settlements while the effects were relatively moderate at central settlements of Tekirdağ and Çanakkale provinces. The effect at Gelibolu town has been classified between the heavy and the moderate. Spatial distribution of the observed heavy effects, a long but narrow area along the fault rupture, has been related to faulting characteristic of the NAFZ, reflecting role of the hazard in the losses. Though it is located along the fault lesser effects in Gelibolu town as compared to Mürefte and Şarköy towns along the fault have been interpreted as the effect of distance to the hazard or the fault and ground conditions, suggesting role of physical exposure and vulnerability on overall losses. Reported fires just after the earthquakes have indicated significance of secondary earthquake hazards. Detailed examination of the relief and rehabilitation efforts following the earthquake has shown that usage of Ottoman Navy units, especially in transports and sea water distillation and various disaster aids by NonGovernmental Organisations, particularly Hilal-ı Ahmer (predecessor of present Kızılay) and volunteered peoples were found to be constructively supporting in management of the ensuing disaster. Nevertheless, negative effects of the 1912 Balkan War and manipulation of presence of minorities by the foreign countries in the earthquake struck area found to be destructively effecting the disaster management. It is further concluded that fading Ottoman Empire was not ready to such a disaster but responded fairly well regarding its political and economic condition.
9 Ağustos 1912 Mürefte-Şarköy depremi (MS 7.4), Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) boyunca meydana gelmiştir. Son yıllardaki yerbilim çalışmaları, deprem fay kırılmasının daha önce sanıldığı gibi sadece Ganos Fay Segmentini değil, aynı zamanda Marmara Denizi'nin Orta Havzasına kadar uzandığını ortaya koymuştur. Bu çalışmada, depremin etkileri Sadi (1912), ve Ambraseys ve Finkel'in (1987) çalışmalarından ve Mürefte Kazası Kaymakamı raporundan derlenmiştir. Hasarlı binalar, can kaybı ve yaralılar üzerinden bildirilen etkiler karşılaştırılmıştır. Bu kaynaklar farklı rakamlar vermekle birlikte, Mürefte ve Şarköy ilçelerinin en çok etkilenen yerleşim yerleri olduğu, Tekirdağ ve Çanakkale illerinin merkez yerleşimlerinde ise etkilerin görece ılımlı olduğu konusunda hemfikir oldukları sonucuna varılmıştır. Gelibolu ilçesindeki etki ise ağır ve orta arsında sınıflandırılmıştır. Fay kırılması boyunca uzun fakat dar bir alan olarak gözlenen ağır etkilerin mekansal dağılımı, tehlikenin kayıplardaki rolünü yansıtan KAFZ'nin faylanma özelliği ile ilişkilendirilmiştir. Fay boyunca yer almasına rağmen Gelibolu ilçesinde fay boyunca yer alan Mürefte ve Şarköy ilçelerine göre daha az etki, tehlikeye veya faya olan mesafenin ve zemin koşullarının etkisi olarak yorumlanmıştır ki bu da fiziksel maruziyet ve incinirliğin toplam kayıplar üzerindeki rolünü düşündürmektedir. Depremlerden hemen sonra bildirilen yangınlar, ikincil deprem tehlikelerinin önemini göstermiştir. Deprem sonrası yapılan yardım ve iyileştirme çalışmalarının ayrıntılı incelenmesi, Osmanlı Donanması unsurlarının özellikle nakliye ve deniz suyu arıtmada kullanıldığını ve Sivil Toplum Kuruluşlarının, özellikle Hilal-ı Ahmer’in (şimdiki Kızılay'ın selefi) ve gönüllülerin çeşitli afet yardımlarında kullanıldığını göstermiştir ki müteakip felaketin yönetiminde yapıcı bir şekilde destekleyici bulunmuştur. Bununla birlikte, 1912 Balkan Savaşı'nın olumsuz etkileri ve depremin olduğu bölgede azınlıkların varlığının yabancı ülkeler tarafından manipüle edilmesinin afet yönetimini yıkıcı bir şekilde etkilediği görülmüştür. Ayrıca, çökmekte olan Osmanlı Devleti'nin böyle bir felakete hazır olmamasına rağmen siyasi ve ekonomik durumu itibariyle oldukça iyi tepki verdiği sonucuna varılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Geological Sciences and Engineering (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Acceptance Date | May 16, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 7 Issue: 1 |