Şehirler, birçok insanı etkileyen ani olayların ortaya çıkabildiği, sosyo-kültürel ve ekonomik bağlamda oluşmuş yerleşim yerleridir. Kentleşme oranındaki artış, kaynakların aşırı tüketimi, yetersiz altyapı, düzensiz planlama ve verimsiz hizmetlerin neden olduğu çevresel etkiler, kentleri afetlere karşı savunmasız hale getirmektedir. Şehirleri geleceğe hazırlamak ve olası risklere karşı önlem almak için dirençlilik önemli bir kavram haline gelmiştir. Kentsel dirençlilik, kentlerin sosyal, ekonomik ve fiziksel altyapı sistemlerinin bir afet ya da felaketten en az zararla kurtulmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Böylelikle kentsel yerleşimler sürdürülebilir ve daha güvenli yerler haline gelebilir. Bu çalışmanın amacı, Elazığ’da meydana gelen depremler sonrasında kentsel formun yeniden yapılandırılması ve kentsel dirençlilik süreçlerini incelemektir. 2020 ve 2023 yıllarında meydana gelen depremlerin ardından Elazığ, fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısında ciddi tahribat yaşamıştır. Bu bağlamda, çalışma, Elazığ’ın kentleşme sürecinde kentsel dirençliliğin artırılması için mekânsal planlamanın ve afet risk azaltma stratejilerinin önemine vurgu yapmaktadır. İlk olarak Elazığ’ın tarihsel gelişimi ve kentsel form değişiklikleri incelenmiş, ardından bu değişimlere sebep olan doğal ve beşerî süreçler değerlendirilmiş ve şehrin dirençlilik durumu ortaya konulmuştur.
This study is funded by the TUBITAK (Scientific and Technological Research Council of Türkiye) as part of the research 2219 overseas research scholarship program.
Urban resilience is the capacity of all systems coexisting in urban space to adapt, absorb and regenerate to long-term events and acute shocks. This process can be shaped according to the socio-economic structures of cities and the geographical space in which they are located. The concept of urban resilience has been analysed by using various research methods in different scientific fields. In this study, the physical resilience of urban reinforcement areas has been analysed. The earthquake resilience of a city is evaluated by the elements that work in the direction of shortening the normalisation processes of the city after an earthquake, both physically and socially. These elements are described by four prioritised components. Accordingly, safe open spaces, strategic buildings, the adequacy and distribution of vital infrastructure, and the existing road network and accessibility reveal the resilience of the city against a possible earthquake. The research consists of three stages. The first stage is data collection, the second stage is data classification and analysis, and the last stage is mapping of urban resilience. Within the scope of the research, the urban resilience of Malatya city was analysed and safe and unsafe areas were identified.
This study is funded by the TUBITAK (Scientific and Technological Research Council of Türkiye) as part of the research 2219 overseas research scholarship program.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | City in Human Geography, Environmental Impact Assessment |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | September 28, 2024 |
Acceptance Date | December 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 2 |