Ülkemiz deprem riskinin çok yüksek olduğu bir bölgede bulunmakta olup, can ve mal kayıplarına neden olan depremler ülkemizde sıklıkla meydana gelmektedir. Deprem riskinin yüksek olmasının yanı sıra, ülkedeki yapı stokunun deprem dayanımlarının yetersiz olması ülkemizi depremler karşısında daha kırılgan hale getirmektedir. Binaların deprem dayanımlarının zayıf olmasında yapısal malzemelerin yetersizliği ile beraber zemin koşullarına uygun tasarım ve inşaat yapılmamış olmasının büyük etkisi vardır. Bir binanın meydana gelen depremde maruz kaldığı deprem kuvvetlerinde binanın üzerinde bulunduğu zeminin türü ve mekanik özelliklerinin büyük etkisi bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı tespiti yapılan 6 katlı betonarme bir yapının farklı illerde (Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ, İstanbul, İzmir, Çanakkale, Tokat, Aydın, Erzurum, Trabzon, Ankara, Kastamonu) ve farklı zemin koşulları (ZA, ZB, ZC, ZD ve ZE) altında riskli olup olmama durumu incelenmiş ve bu yapı için Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslarda (RYTEİE) yer alan hükümler doğrultusunda riskli yapı analizi yapılmıştır. Bahse konu analizler Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca geliştirilen YAP.Net programı kullanılarak yapılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda, zemin sınıfının yapının risklilik durumuna doğrudan etki ettiği görülmüş, zemin konumuna göre farklılaşan SS ve S1 katsayıları ve yine zemin türüne bağlı olarak belirlenen SDS ve SD1 katsayılarının taban kesme kuvvetine doğrudan etki etmesine bağlı olarak analize tabi tutulan binaların riskli ve risksiz çıkma durumlarını doğrudan değiştirdiği tespit edilmiştir.
Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar 6306 Sayılı Kanun Yerel Zemin Sınıfı Riskli Yapı Tespiti
Our country is located in a region with a very high earthquake risk, and earthquakes that cause significant loss of life and property frequently occur. In addition to the high earthquake risk, the insufficient seismic resilience of the building stock makes our country more vulnerable to earthquakes. The weakness of buildings in resisting earthquakes is significantly influenced by the inadequacy of structural materials and the failure to design and construct according to soil conditions. The type and mechanical properties of the ground on which a building is constructed greatly affect the earthquake forces it experiences during an earthquake. In this study, the status of a 6-story reinforced concrete building, assessed as a risky structure under Law No. 6306, was analyzed for its risk in various provinces (Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ, Istanbul, Izmir, Çanakkale, Tokat, Aydın, Erzurum, Trabzon, Ankara, Kastamonu) and under different soil conditions (ZA, ZB, ZC, ZD, and ZE). The risk assessment of the building was conducted in accordance with the provisions of the "Principles Regarding the Determination of Risky Structures" (RYTEİE). The analyses were performed using the YAP.Net software developed by the Urban Transformation Directorate. The findings revealed that the soil class has a direct impact on the building's risk status. Variations in the SS and S1 coefficients based on soil location and the SDS and SD1 coefficients determined by soil type were found to directly influence the base shear force. Consequently, these factors were identified as critical determinants in whether the buildings subjected to the analysis were classified as risky or non-risky
Principles for the Identification of Risky Buildings Law No. 6306 Local Soil Class Identification of Risky Buildings.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Earthquake Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 16, 2025 |
Submission Date | September 4, 2024 |
Acceptance Date | May 27, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 1 |