Objectivist or subjectivist methods would be utilised in a nation-building process. The objectivist method seeks to shape a national identity based on linguistic, ethnic or religious unity among those individuals forming the nation concerned. Shaping the identity constructed upon such unity is not asked by the subjectivist method. This method recognises linguistic, ethnic or religious diversity as the enrichment of the national identity. It stimulates the individuals to show loyalty to their common history and to embrace common future goals while trying to shape their national identity underscoring the significance of solidarity and emotional unity. Ummah is generally regarded as a concept benefiting from the objectivist method and aimed at a nation-building process that is based on religious unity. The concept of ummah would indeed have concrete objectivist features in a methodological manner; however, it is also possible to take into account the subjectivist method in an ummah-oriented process. This article examines those constitutions entered into force in various Muslim-majority states in the 2000s and afterwards and answers which methods are used in their nation-building processes. According to the article, seven states – Bahrain, Palestine, Qatar, the Comoros Union, the Maldives, Syria and Tunisia – draw on the objectivist method whilst Sudan utilises its subjectivist counterpart. The other states scrutinised in this study – Afghanistan, Algeria, Chad, Morocco, Ivory Coast (Côte d'Ivoire), Kyrgyzstan, Kosovo, Iraq, Libya, Egypt, Niger, Senegal, Somalia and Turkmenistan – use a hybrid formula constructed on both objectivist and subjectivist cornerstones. All results reached via a normative analysis of constitutional law are also examined from a perspective of Islamic law, ultimately arguing that the concept of ummah would be acknowledged as a model of inclusive nation.
Nesnel (objektif) veya öznel (subjektif) yöntemler millet inşa etme sürecinde benimsenebilmektedir. Nesnel yöntem, milli kimliğin inşasında milleti oluşturan bireyler arasında dilsel, etnik ya da dinî birliği hedeflemektedir. Söz konusu birlik dairesinde milli kimliğin inşası öznel yöntem tarafından amaçlanmamaktadır. Milleti oluşturan bireyler arasındaki dilsel, etnik veyahut dinî farklılıkları milli kimliğin zenginliği olarak gören öznel yöntem, ortak geçmişe yönelik sadakat ile ortak gelecek ülküsüne yaslanmakla beraber bireyler arasında dayanışma ve duygusal birlikteliği ön plana çıkaran milli kimliği inşa etmeyi arzulamaktadır. Ümmet anlayışı genel itibarla nesnel yönteme yaslanan ve din birliği üzerinden millet inşa etmeyi hedefleyen bir tasavvur olarak değerlendirilmektedir. Ümmet anlayışının yöntemsel açıdan nesnelliğinin bulunduğu aşikârdır; fakat söz konusu nesnelliğin mutlak olmadığı ve öznel yöntemin de ümmet anlayışı doğrultusunda hesaba katılabileceği çalışmamızda ileri sürülmektedir. Bu yönüyle öğretiye katkı sunma teşebbüsü içerisinde olan çalışmamızda, 2000’li yıllar ve sonrasında Müslüman nüfusun çoğunluğu oluşturduğu devletlerde yürürlüğe konan anayasalar irdelenerek milletlerin oluşturulmasında işlevsel kılınan yöntemler tespit edilmeye çalışılmaktadır. Araştırma örneklemindeki yedi devletin – Bahreyn, Filistin, Katar, Komorlar Birliği, Maldivler, Suriye ve Tunus – nesnel yöntemi cari kıldığı, Sudan’ın ise öznel yöntemi benimsediği çalışmamızda belirtilmektedir. Örneklem kümesindeki diğer on dört devlette – Afganistan, Cezayir, Çad, Fas, Fildişi Sahili, Kırgızistan, Kosova, Irak, Libya, Mısır, Nijer, Senegal, Somali ve Türkmenistan – nesnel ve öznel yöntemleri birlikte işlevsel kılan karma usul vasıtasıyla kapsayıcı milletlerin oluşturulduğu çalışmamızda ayrıca gösterilmektedir. Normatif anayasa hukuku incelemesi neticesinde elde edilen sonuçların İslam hukuku ekseninde de analize tabi tutulduğu çalışmamızda, ümmetin esasen kapsayıcı bir millet tasavvuru olabileceği nihai noktada ileri sürülmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2023 |
Submission Date | August 11, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |