It is a known fact that authors of Western literature, from the most devout Christian to the most ardent anti-Christian, frequently include religious phenomena in their works. Written by Aldous Huxley, one of the most important dystopian writers of the 20th century, Brave New World is a fiction that draws attention with its religious references, both overtly and skillfully hidden in the subtext. Meanwhile, although Brave New World is been referred as a dystopia, it can also be considered as a utopia from the point of view of the members of the society, because the members of the society living in it are extremely happy. Set in a World State in 632 A.F. (After Ford), the novel predicts scientific advances in psychological manipulation, sleep learning, classical conditioning, reproductive technologies. In the society, where the family is completely eliminated, individuals who are reproduced in laboratories by reproductive technologies are divided into classes such as alpha, beta, gamma, delta, epsilon similar to the Hindu caste system and are employed according to their classes. The society, in which religion, science, art, literature and philosophy are long lost in the dusty pages of history, has taken on a completely hedonistic identity with individuals who have random intercourse in pursuit of sheer pleasure and use a drug called soma. The World State was divided into ten separate regions and an administrator similar to the governor was appointed to the head of each region. The region outside the World State is called the Savage Reservation and the people in this region still live tribal life. Through a character he fictionalised, Huxley expresses that God manifests himself as an absence. Instead of a traditional God, Henry Ford shows up as a divine and Messianic figure. Solidarity rites are held in the World State in order to worship Ford and allow him to manifest among the congregation. These rites share common phenomena with actual religious beliefs and rites such as Jewish Merkava mysticism, ancient Greek and Anatolian orgy rituals, Christian Eucharist and the Vedic narcotic soma. In common with all these rites, the phenomenon of "numinous", which the famous German theologian and philosopher Rudolf Otto defines as "experience of the sacred", and "mysterium tremendum" (trembling mystery), which is the object to which numinous consciousness is directed are seen. Huxley, envisaged a system in which there is no religion in the traditional sense, but still replaces religion. This system ensures the continuation of social order and security, strengthens the bonds of solidarity and brotherhood between people who pursue the common ideal which is to be as one with Ford, the god and also the Messiah of the World State. This system was actually the religion of the Brave New World because it performs the social and psychological function of religion. Huxley refers to the Bible and some other books about religion. In a world in which all religions were abolished, the Bible appears as an ancient religious text known only to the governors of the World State. They keep the Bible in a safe and share it with nobody. He also refers to The Varieties of Religious Experience written by remarkable philosopher and psychologist William James. Another work he referred is De Imitatione Christi (The Imitation of Christ) which was composed by Thomas à Kempis and being read by Christians in order to develop themselves personally and spiritually. In this study, the most remarkable of the religious phenomena that Aldous Huxley includes explicitly and implicitly in his fiction will be put forward and these phenomena will be examined in the context of the methods of comparative history of religions and the hermeneutic phenomenology. This study will be an exemplary one for theologians in reading the subtexts of dystopian, utopian and anti-utopian works in which phenomena such as world religion, deus otiosus (static god), savior/Christ have an important place.
En dindar Hristiyanından en ateşli Hristiyanlık karşıtı olanına kadar Batı edebiyatı yazarlarının, eserlerinde dini fenomenlere sıklıkla yer verdikleri bilinen bir gerçektir. XX. yüzyılın en önemli distopya yazarlarından birisi olan Aldous Huxley’nin kaleme aldığı Cesur Yeni Dünya (Brave New World) gerek açık bir şekilde yapılan gerekse alt metinde ustaca gizlenmiş dini referanslarıyla dikkat çeken bir kurgudur. F.S. (Ford'dan Sonra) 632 yılında bir Dünya Devleti’nde geçen roman, geleceğe dair psikolojik manipülasyon, uykuda öğrenme, klasik şartlandırma ve üreme teknolojilerindeki bilimsel ilerlemeler ön görmektedir. Ailenin tamamen ortadan kalktığı toplumda üreme teknolojileri ile laboratuvarlarda çoğaltılan bireyler, Hindu kast sistemine benzer şekilde alfa, beta, gama, delta, epsilon gibi sınıflara ayrılmakta ve sınıflarına göre istihdam edilmektedir. Dinin, bilimin, sanatın, edebiyatın ve felsefenin tarihin tozlu sayfalarında çoktan kaybolduğu toplum, sırf zevk peşinde gelişigüzel ilişkiler kuran ve soma adı verilen bir uyuşturucu madde kullanan bireylerle tamamen hedonist bir kimliğe bürünmüştür. Dünya Devleti on ayrı bölgeye ayrılmış ve her bölgenin başına vali benzeri bir yönetici atanmıştır. Dünya Devleti dışındaki bölgeye Vahşi Bölge denmektedir ve bu bölgedeki insanlar hâlâ kabile hayatı yaşamaktadırlar. Huxley kurgusunda kendisini yoklukla ifade eden bir tanrı figürü ortaya koymuş ve bu tanrıya ibadet ve onunla manevi bütünleşme amacı taşıyan Dayanışma Ayinleri ihdas etmiştir. Bu ayinler, Yahudi Merkava mistisizmi, eski Yunan ve Anadolu’daki orgy ritüelleri, Hristiyanlıktaki Ekmek-Şarap Ayini ve Vedik uyuşturucu madde soma gibi gerçek dini inançlar ve ayinlerle ortak fenomenleri paylaşmaktadır. Tüm bu ayinlerde ortak olarak ünlü Alman teolog ve filozof Rudolf Otto'nun "kutsalın tecrübesi" olarak tanımladığı "numinous" olgusu ve “numinous” bilincin yönlendirildiği nesne olan "mysterium tremendum" (titreten gizem) fenomeni ile karşılaşılır. Huxley, geleneksel anlamda dinin olmadığı, ancak yine de dinin yerini alan bir sistem tasavvur etmiştir. Bu sistem, toplumsal düzen ve güvenliğin devamını sağlamakta, dünya devletinin tanrısı ve aynı zamanda Mesih'i Ford ile bir olmak ortak ideali peşinde koşan insanlar arasındaki dayanışma ve kardeşlik bağlarını güçlendirmektedir. Dolayısıyla bu sistem, dinin sosyal ve psikolojik işlevini yerine getirmesi bakımından aslında Cesur Yeni Dünya'nın dinidir. Huxley, Kutsal Kitap ve dinle ilgili diğer bazı kitaplara da atıf yapmaktadır. Tüm dinlerin ortadan kaldırıldığı bir dünyada Kutsal Kitap, yalnızca Dünya Devleti'nin yöneticilerinin bildiği eski bir dini metin olarak yansıtılmıştır. Kutsal Kitap bir kasada saklanmakta ve kimseye gösterilmemektedir. Huxley ayrıca önemli filozof ve psikolog William James’in The Varieties of Religious Experience adlı eserine de gönderme yapmaktadır. Bahsettiği bir diğer eser de Thomas à Kempis'in derlediği ve Hristiyanlar tarafından kişisel ve ruhsal yönden gelişmek amacıyla okunan De Imitatione Christi (Mesih’in Taklidi) adlı kitaptır. Bu çalışmada Aldous Huxley’nin, Hristiyanlıktaki Evharistiya’dan Hinduizm’deki somaya kadar kurgusunda açık veya dolaylı olarak yer alan dini fenomenlerden en çok öne çıkanlar ortaya koyulup bu fenomenler dinler tarihi ve din fenomenolojisinin metotları kullanılarak incelenecektir. Bu çalışmanın, içeriğinde dünya dini, deus otiosus (durağan tanrı), kurtarıcı/Mesih gibi fenomenlerin önemli yer tuttuğu distopya, ütopya ve anti-ütopya eserlerinin alt metinlerinin okunması konusunda din bilimcilerine örnek bir çalışma olması amaçlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies, Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 20, 2023 |
Submission Date | March 6, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 23 |